18 Mart 2010 Perşembe

OKS İle Hangi Liselere Kaç Kişi Yerleştirme Yapılır?

Orta Öğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS) ile;



Resmi Fen Liselerine,

Özel Fen Liseleri,

Sosyal Bilimler Liselerine,

Anadolu Liselerine,

Anadolu Teknik Liselerine,

Anadolu Meslek Liselerine,

Anadolu Öğretmen Liselerine,

Anadolu İmam-Hatip Liselerine,

İstanbul Validebağ Anadolu Sağlık Meslek Lisesine,

Sağlık Meslek Liselerine,

Adalet Meslek Liselerine,

Anadolu Meteoroloji Meslek Lisesine,

Tarım Meslek Liselerine,

Anadolu Tapu ve Kadastro Meslek Lisesine, öğrenci seçme ve yerleştirme işlemleri yapılır.



2004 yılında yapılan değişiklik ile “Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavına” da girmek isteyen ilköğretim son sınıf öğrencileri OKS”ye başvuru sırasında bu isteklerini belirtmeleri durumunda aynı sınavla DPY (Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı)”na da girmiş olurlar. Yani ilköğretim son sınıf (8. sınıf) öğrencileri için OKS ile DPY sınavı birleştirilmiştir. OKS”de yapılan netler aynı zamanda DPY için de hesaplanır.



Yine 2004 yılında yapılan değişiklik ile “Polis Koleji Aday Tespit Sınavı”na da girmek isteyen ilköğretim son sınıf öğrencileri OKS”ye başvuru sırasında bu isteklerini belirtmeleri durumunda aynı sınavla Polis Koleji Aday Tespit Sınavına da girmiş olurlar. Yani OKS ile Polis Koleji Aday Tespit Sınavı birleştirilmiştir. OKS”de yapılan netler aynı zamanda Polis Koleji Aday Tespit Sınavı için de hesaplanır.



2005 Yılında yapılan değişiklikle ise “Özel Okullar Sınavı” olarak bilinen, Özel Okullar Sınav Yürütme Kuruluna bağlı, merkezi sistem sınavı ile öğrenci alan özel okullara girmek isteyen adayların da (OKS) için başvuru yapmaları zorunlu tutulmuştur. Yani OKS”de yapılan netler aynı zamanda merkezi sistemle öğrenci alan özel okullar yürütme kuruluna baplı özel okullara yerleştirme yapılması sırasında da dikkate alınacaktır.



2005 Yılı Verilerine Göre OKS İle Yerleştirme Yapılan Okulların Kontenjanları İse Şöyledir;



Resmi Fen Liseleri: 5.328

Özel Fen Liseleri: 4.723

Sosyal Bilimler Liseleri: 384

Anadolu Liseleri:118.930

Anadolu Öğretmen Liseleri: 13.170

Anadolu Teknik ve Anadolu Meslek Liseleri: 35.079

Anadolu İmam-Hatip Liseleri: 14.550

Sağlık Meslek Liseleri: 8.320

Özel Meslek Liseleri: 280

Diğer Bakanlıklara Bağlı Liseler: 596

SBS NEDİR

Orta Öğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS), ilköğretimden sonra devam edilen ve sınavla öğrenci alan üst öğretim kurumlarına (ortaöğretim kurumları-liseler) öğrenci seçme ve yerleştirme işlemlerinin gerçekleştirilmesi için yapılan sınavın adıdır.



OKS, sınavı Milli Eğitim bakanlığı”nın Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü tarafından yapılır. OKS başvuruları her yıl, eğitim-öğretimin birinci dönemi ortalarında alınır. Sınav ise o yılın eğitim-öğretim yılının sonunda yani Haziran ayında yapılır. OKS"ye ilköğretimin son sınıfında (8. sınıfta) okumakta olan öğrenciler başvurabilirler.



LGS, Orta Öğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme sınavına halk arasında verilen kısaltma ismidir ve “Liselere Giriş Sınavı (LGS)” anlamına gelmektedir. LGS’ye OKS’nin gayri resmi adı da diyebiliriz. Zira Orta Öğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı’nın resmi kısaltması OKS’dir. Bu nedenle bizler de bu ve sonraki ilgili yazılarımızda OKS kısaltmasını kullanacağız.



OKS’ye ilköğretimin son sınıfında okumakta olan öğrenciler müracaat edebilir. OKS”de adaylara 100 soru sorulur. Bu soruların ders dağılımı ise şöyledir;



Türkçe: 25

Matematik: 25

Fen Bilgisi: 25

Sosyal Bilgiler: 25



OKS”de öğrencilere sorulan 100 sorunun 120 dakikada yanıtlanması istenir. 120 dakika süren sınav sonucunda yapılan netler dikkate alınarak her aday için iki türde puan hesaplanır. Bu puan türlerinden biri Matematik-Fen (MF), diğeri ise Türkçe-Matematik (TM)”tir.



Matematik-Fen (MF) puanı Fen liselerine yerleştirmede dikkate alınırken, Türkçe-Matematik (TM) puanı fen liseleri dışındaki okullara yerleştirmede dikkate alınır.



OKS tüm il merkezleri ile yurt dışında Lefkoşa, Trablus, Riyad, Medine, Cidde, Bakü ve Aşgabat’ta aynı anda gerçekleştirilir.



OKS hakkındaki daha ayrıntılı bilgiler diğer başlıklarda yer almaktadır.

SINIFLARA GÖRE 2010 SBS TAKVİMİ

SINIFLARA GÖRE 2010 SBS TAKVİMİ

Sınıf
Başvuru ve Ücret Yatırma Tarihi
Sınav Giriş Belgesinin İnternette

Yayım Tarihi
Sınav Tarihi
Sınav Sonuçlarının İlanı

8'inci sınıf
08-26 Mart 2010
24 Mayıs 2010
05 Haziran 2010
08 Temmuz 2010

7'nci sınıf
08-26 Mart 2010
24 Mayıs 2010
06 Haziran 2010
06 Ağustos 2010

6'ncı sınıf
08-26 Mart 2010
24 Mayıs 2010
12 Haziran 2010
06 Ağustos 2010






BAŞVURU ŞARTLARI



2.1. İlköğretim Okulu Öğrencilerinin Başvuru Şartları

2009-2010 eğitim-öğretim yılında örgün ilköğretim kurumlarının 6'ncı, 7'nci veya 8'inci sınıfında öğrenim görüyor olmak.

2.2. Açık İlköğretim Okulu Öğrencilerinin Başvuru Şartları



2009-2010 eğitim-öğretim yılında emsalleri örgün eğitim kapsamındaki ilköğretim kurumlarına devam etmekte olan ve ilgili mevzuatında yer verilen hüküm doğrultusunda zorunlu ilköğretim yaşı içindeyken açık ilköğretim okulunda öğrenim görmelerine izin verilen öğrenci olmak.

2.3. Polis Kolejine Başvuru Şartları

2009-2010 eğitim-öğretim yılında ilköğretim kurumlarının 8'inci sınıfında öğrenim görmek ve Polis Kolejinin ilan ettiği başvuru şartlarını taşıyor olmak. (Polis Koleji başvuru şartları Polis Koleji Başvuru Kılavuzunda detaylı olarak yer almaktadır)



3. BAŞVURU ÜCRETİ VE BANKA İŞLEMLERİ

a. SBS' ye 6'ncı, 7'nci veya 8'inci sınıflardan başvuracak öğrenciler, 10 (on) TL sınav ücretini 08-26 Mart 2010 tarihleri arasında T.C. Ziraat Bankası AŞ, Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O veya Türkiye Halk Bankası AŞ. şubelerinden birine "Kurumsal Tahsilât Programı" aracılığıyla, öğrencinin T.C. kimlik numarasına göre yatıracaktır.





4. BAŞVURU İŞLEMLERİ

4.1. Ġlköğretim Okulu Öğrencilerinin BaĢvuru ĠĢlemleri

a. SBS başvuruları 08-26 Mart 2010 tarihleri arasında yapılacaktır.

b. Öğrenci bilgileri e-Okul sisteminden otomatik olarak alınacağı için doğru ve güncel olması gerekmektedir. Öğrenci bilgilerinin doğruluğundan ve güncelliğinden okul müdürlüğü sorumlu olacaktır.

c. Öğrencinin T.C. kimlik numarasıyla bankaya sınav ücreti yatırılacaktır.

d. Sınav ücreti yatırılan öğrencinin başvurusu otomatik olarak yapılacaktır.

e. Süresi içinde bankaya SBS ücretini yatırmayan öğrenciler başvuru yapmamış sayılacaktır.

f. PYBS başvuruları tüm öğrenciler için 22 Mart-02 Nisan 2010 tarihleri arasında yapılacaktır.



4.2. Açık Ġlköğretim Okulu Öğrencileri BaĢvuru ĠĢlemleri

a. Açık İlköğretim Okulu öğrencilerinin başvuru işlemleri örgün ilköğretim okulu öğrencileri gibi yapılacaktır.

b. Açık İlköğretim Okulu Müdürlüğü tarafından bu öğrencilerin işlemleri takip edilecektir.

4.3. Polis Koleji Başvuru işlemleri

a. Polis Koleji başvurusu 15-26 Mart 2010 tarihleri arasında http://www.meb.gov.tr http://oges.meb.gov.tr ile https://e-okul.meb.gov.tr adreslerinde açılacak olan başvuru ekranından öğrencinin öğrenim gördüğü okul müdürlükleri tarafından yapılacaktır.

b. Polis Koleji Başvuru Kılavuzunda ilan edilen şartları taşımayan öğrencilerin başvurusu kabul edilmeyecektir.



SINAV GİRİŞ BELGESİ

a. SBS fotoğraflı sınav giriş belgesi 24 Mayıs 2010 tarihinde http://www.meb.gov.tr veya http://oges.meb.gov.tr adreslerinden okul müdürlükleri tarafından kesinlikle renkli alınacak, mühürlenerek onaylandıktan sonra öğrenciye teslim edilecektir.

b. Fotoğraflı sınav giriş belgesinde öğrencinin kimlik bilgileri ile sınava gireceği sınav bölgesi (il), bina, salon ve sıra bilgileri yer alacaktır. Öğrenci, sınav giriş belgesinde yer alan sınav bölgesinde (ilinde), binada, salonda ve sırada sınava girecektir.

c. Olağanüstü durumlarda (doğal afet, yangın, vb.) Bölge Sınav Yürütme Komisyonu'nun teklifi, Başkanlığın uygun görüşü ile öğrencinin sınav yeri değiştirilebilecektir.

d. Fotoğraflı sınav giriş belgesini kaybeden öğrenciler, belgenin yenisini başvuru yaptığı okul müdürlüklerinden alabilecektir.



SINAV KONULARI

İlköğretim kurumlarının 6'ncı, 7'nci veya 8'inci sınıfında öğrenim gören öğrencilere, SBS' de tablo-2'de belirtilen alanlarda testler sorulacaktır.

Test konuları; ilköğretimin 6'ncı, 7'nci veya 8'inci sınıfında her ders için o öğretim yılının programlarına bağlı kalınarak hazırlanacaktır. Testler öğretim programlarında belirtilen kazanımları öğrencinin elde etme seviyesini ölçecektir.

Öğrenci, 2 (iki) yabancı dil eğitimi zorunlu olan okullarda öğrenim görüyorsa velinin okul müdürlüğüne verdiği dilekçede talep ettiği yabancı dile ait testleri çözecektir. Okul müdürlüğü velinin bu talebini e-Okul sistemine işleyecektir.



Test No
Test Adı

1
Türkçe

2
Matematik

3
Fen Bilimleri

4
Sosyal Bilimler

5
Yabancı Dil






SINAVIN UYGULANMASI

a. 8'inci sınıfların sınavı 05 Haziran 2010 Cumartesi günü saat 10.00'da başlayıp 100 soru sorulacak ve 120 dakika sürecek, tek oturum olarak yapılacaktır.

b.7'nci sınıfların sınavı 06 Haziran 2010 Pazar günü saat 10.00'da başlayıp 90 soru sorulacak ve 100 dakika sürecek, tek oturum olarak yapılacaktır.

c. 6'ncı sınıfların sınavı 12 Haziran 2010 Cumartesi günü saat 10.00'da başlayıp 80 soru sorulacak ve 90 dakika sürecek, tek oturum olarak yapılacaktır.

d.SBS tüm sınav yerlerinde Türkiye saatiyle 10.00'da başlayacak ve merkezi sistemle, aynı anda yapılacaktır.

e. Kimlik kontrolleri ve salonlara yerleştirmenin zamanında yapılabilmesi için öğrenciler en geç saat 09.30'da fotoğraflı sınav giriş belgelerinde belirtilen salonda hazır bulunacaktır. Öğrenciler sınava gelirken yanlarında fotoğraflı sınav giriĢ belgesi, nüfus cüzdanı (veya pasaport) en az iki adet koyu siyah ve yumuşak kurĢun kalem, kalemtıraĢ ve leke bırakmayan yumuşak silgi bulunduracaktır.

f. Kimlik belgeleri (nüfus cüzdanı veya pasaport) yanında olmayan öğrenciler kesinlikle sınava alınmayacaktır.

g. Öğrenciler, sınav salonlarına yanlarında sözlük, hesap cetveli, hesap makinesi, çağrı cihazı, cep telefonu, telsiz, radyo gibi iletişim araçları ile her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlar ve saat fonksiyonu dışında özellikleri bulunan saat bulunmaksızın sınava alınacaktır. Bunları bulundurduğu tespit edilen öğrencinin sınavı, sınav kurallarını ihlal ettiği için tutanakla geçersiz sayılacaktır.



SINAVIN DEĞERLENDİRMESİ

İlköğretim kurumlarının 6'ncı, 7'nci ve 8'inci sınıflarında SBS' ye katılacak olan öğrencilerin puanı, aşağıdaki işlem basamaklarına göre tek puan türünde hesaplanacaktır.

a. Her öğrencinin cevap kâğıdı 2 (iki) adet optik okuyucu tarafından çift kontrol sistemiyle okutulmaktadır.

b. SBS' de sorulan derslere ait testlerin her biri için doğru ve yanlış cevap sayıları belirlenecektir.

c. Her test için yanlış cevap sayısının üçte biri, doğru cevap sayısından çıkarılarak geçerli cevaplara karşı gelen ham puanlar bulunacaktır.

d. Tüm öğrencilerin ham puanları toplanarak sınava giren öğrenci sayısına bölünüp her bir testin ortalaması bulunacaktır.

e. Ham puanlar, test ortalamaları ile sınava giren öğrenci sayısı kullanılarak her testin standart sapması hesaplanacaktır.



f. Öğrencilerin her bir teste ait standart puanı (SP); o teste ait ortalama ve standart sapma kullanılarak tüm öğrencilerin ham puanlarının ortalamasını 50'ye, standart sapmasını 10'a getiren bir dönüştürme işlemi sonunda elde edilecektir.

g. Her test için hesaplanan standart puanlar tablo-3'de verilen katsayılar ile çarpılarak her bir testin ağırlıklı standart puanları bulunacaktır.

h. Testlerin ağırlıklı standart puanları toplanarak Toplam Ağırlıklı Standart Puan (TASP) bulunacaktır. Yabancı Dil testinden muaf olan işitme özürlü öğrencilerin TASP'si ise yabancı dil testi hariç diğer testlerin ağırlıklı standart puanları toplamının, tüm testlerin toplam soru sayısına ötelenmesi ile hesaplanacaktır.



Ağırlıklı Standart Puan hesaplanırken kullanılacak ağırlık katsayıları Test No
Test Adı
ASP

Katsayıları

1
Türkçe
4

2
Matematik
4

3
Fen Bilimleri
3

4
Sosyal Bilimler
3

5
Yabancı Dil
1

TOPLAM
15




Öğrencilerin Ham Puanı

HPXi = Öğrencinin Xi Testindeki Doğru Sayısı - (Öğrencinin Xi Testindeki Yanlış Sayısı / 3)

Xi : Türkçe, Matematik, Sosyal Bil., Fen Bil. veya Yab. Dil testlerinden herhangi birini ifade eder.

HPXi : Öğrencinin Xi Testi Ham Puanı

SPXi = (HPxi - ORT / SSXİ ) x 10 + 50

SPXi : Xi Testi Standart Puanı

ORTXi : Xi Testinin Ham Puan Ortalaması

SS Xi : Xi Testinin Standart Sapması

ASPXi = AKXi x SPXi

ASP Xi : Xi Testi Ağırlıklı Standart Puanı

AK Xi : Xi Testi Ağırlık Katsayı

Kaynak: http://www.sinavevi.net

Kılavuza Ulaşmak İçin tıklayınız.

2010 PYBS /SBS İş ve İşlemleri

2010 Yılı Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı (PYBS) ile Seviye Belirleme Sınavları (SBS) Bakanlığımız Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü tarafından yurtiçi ve yurtdışı sınav yerlerinde Türkiye saatiyle 10.00`da merkezi sistemle, aynı anda gerçekleştirilecektir.

Sınavlar;

*5, 9, 10 ve 11`inci sınıflar PYBS 02 Mayıs 2010 Pazar,

*8`inci sınıflar SBS ve PYBS 05 Haziran 2010 Cumartesi,

*7`nci sınıflar SBS ve PYBS 06 Haziran 2010 Pazar,

*6`ncı sınıflar SBS ve PYBS 12 Haziran 2010 Cumartesi günü yapılacaktır.

A. Seviye Belirleme Sınavı için;

1) Başvurular 08-26 Mart- 2010 tarihleri arasında yapılacaktır.

2) Başvuru için 10 (on) TL sınav ücretinin e-başvuru kılavuzunda belirtilen bankalardan birisine öğrencinin T.C. Kimlik numarası ile yatırılmış olması başvuru için yeterli olacaktır.

B. Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı için;

1) PBYS başvuru işlemleri 22 Mart-02 Nisan 2010 tarihleri arasında başvuru e-kılavuzunda belirtilen hükümler doğrultusunda yapılacaktır.

2) 6, 7 ve 8`inci sınıf öğrencileri PYBS`ye başvurmaları halinde, ayrıca bir sınava girmeyecek SBS sonuçlarına göre PYBS puanı hesaplanacaktır.

3) PYBS için başvuru yapacak öğrencilerin başvurularını okul müdürlüğü elektronik ortamda onaylayarak başvuru belgesinin aslını okulda saklayacak bir örneğini öğrencinin velisine imza karşılığı verecektir.



C. Diğer hususlar:

1) Sınavlarla ilgili ayrıntılı bilgilere http://www.meb.gov.tr ve http://oges.meb.gov.tr adreslerinde yayımlanan e- Başvuru Kılavuzlarında yer verilmektedir. Ayrıca okul müdürlükleri velilere ve öğrencilere kılavuzun daha iyi anlaşılması için rehberlik edecektir.

2) Polis Koleji için başvuru şartlarını taşıyan öğrenciler 15-26 Mart 2010 tarihleri arasında http://www.meb.gov.tr, http://oges.meb.gov.tr ile https://e-okul.meb.gov.tr adreslerinde açılacak olan başvuru ekranından öğrenim gördüğü okul müdürlükleri tarafından başvuruda bulunacaktır. Bu öğrenciler SBS` ye girmek zorunda oldukları için SBS başvuru döneminde sınav ücretini yatıracaklar bunun dışında bir ücret ödemeyeceklerdir. Polis Koleji başvurularını okul müdürlüğü tarafından elektronik ortamda onaylanacaktır.

3) Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının (YİBO) 8`inci sınıfında yatılı öğrenci olarak öğrenim gören ve YİBO kontenjanından yararlanarak sınavsız ve parasız olarak ortaöğrenimlerine pansiyonlu okullarda devam etmek isteyen öğrencilerin başvuruları 22 Mart-02 Nisan 2010 tarihleri arasında http://www.meb.gov.tr, adresinden okul müdürlüğünce yapılacaktır. Okul müdürlüğü e-Okul sisteminde başvuruyu onaylayacak 2 (iki) nüsha çıktısı alınarak veliye inceletip imzalattırılacaktır. Daha sonra her iki nüsha da mühürlenerek 1(bir) nüshası veliye teslim edilecek, diğeri okul müdürlüğünde saklanacaktır.

Alıntı : http://www.sinavevi.net

SBS İle Hangi Liselere Yerleştirme Yapılır?

SBS İle Hangi Liselere Yerleştirme Yapılır?


Resmi Fen Liselerine,

Özel Fen Liseleri,

Sosyal Bilimler Liselerine,

Anadolu Liselerine,

Anadolu Teknik Liselerine,

Anadolu Meslek Liselerine,

Anadolu Öğretmen Liselerine,

Anadolu İmam-Hatip Liselerine,

İstanbul Validebağ Anadolu Sağlık Meslek Lisesine,

Sağlık Meslek Liselerine,

Adalet Meslek Liselerine,

Anadolu Meteoroloji Meslek Lisesine,

Tarım Meslek Liselerine,

Anadolu Tapu ve Kadastro Meslek Lisesine, öğrenci seçme ve yerleştirme işlemleri yapılır.

Sınıfta Öğrenme

Sınıf bilginin ilk öğrenildiği yerdir. Dersin amacı bilgiyi anlaşılır bir biçimde aktarmaktır. Öğretmen ise bilgiyi aktaran, zor olanı anlaşılır kılan ve soruları yanıtlayan kişidir. Bu birebir ilişki verimli öğrenmenin temelidir. Bu nedenle öğretmeni dinlemek, bilgiyi sınıfta öğrenmek gerekir. Unutmayın, derste öğretmenden 45 dakikada öğrendiğiniz bilgiyi kendi başınıza 1 belki 2 saatte öğrenebilirsiniz. Üstelik sınıfta sizin aklınıza gelmeyen sorulara yanıt veilir. Böylece interaktif öğrenebilir, yanlış bilgiyi düzeltebilirsiniz.

a. Dersten Faydalanma
Sınıfa ödeviniziyapmış ve bir gün önceden öğrendiğiniz bilgiyi tekrar etmiş olarak gelin. Böylece yeni bilgiyi daha kolay özümlersiniz. Bildiğiniz bir şey anlatılsa bile dinleyin. Tekrar etmiş, bilginizi sağlamlaştırmış olursunuz. Amaç bilgiyi sınıfta öğrenmek olduğundan, anlamadığınız kısmı öğretmene sorunuz. Unutmayın, öğretmenin anlattığı konu, çözdüğü problem ileride sınav sorunuz olacaktır.

b. İyi Dinlenmek, Not Tutmak
İyi bir dinleyici olmak çalışmaya ve anlamaya başlamanın ilk adımıdır. Not almak ise anladıklarınızı anladığınız biçimde ve kendi ifadenizle yazıya dökmektir. Bilgiyi tekrar etmişseniz dersi daha iyi dinlersiniz. Yapılan araştırmalar derste daha çok dinleyip, daha az not tutan öğrencinin daha başarılı olduğunu göstermektedir. DERSLERDE %90 DİNLEYİN; %10 NOT TUTUN; ama mutlaka not tutun. Notlarınızı kısa ve kendi sisteminiz ile yazın. Eğer sürekli not alıp öğretmeni takip edemezseniz, kaçıracağınız kelimeler anlamı değiştirir. Kaçırdıklarınızı yanınızdaki arkadaşınızdan isterseniz, onun da öğrenmesine engel olursunuz. Bu nedenle de sınavdan önce çalışmak için fraklı anlayan, farklı bir düzende not tutan arkadaşlarınızın notlarına başvurmak zorunda kalır, problem yaşarsınız. Notlarınızı anlaşılabilir bir dille yazın. 3 gün sonra notlarınıza baktığınız zaman neyi neden yazdığınızı anlayabilmeyi amaçlayın. Unutmayın aldığınız notlar sizin sınav sorunuz olacaktır.

Evde Öğrenmek

Evde Öğrenmek
a - Evde kendinize ait bir çalışma masanız veya bir köşeniz olsun. Bu masayı sadece çalışma amacı ile kullanın. Eğer size ait bir masa yoksa, bir örtünüz olsun ve bu örtüyü çalışacağınız zaman kullanın.
çalışma masanızın üzerinde gereksiz her şeyi kaldırın. Çalışacağınız ders ile ilgli malzemeyi, ise elinizin altında bulundurun ki, gereksiz yere masadan kalkıp konsantrasyonunuzu bozmayın.
olabildiğince aynı yer ve aynı saatte çalışmaya başlayın
çalışırken başka şeyle ilgilenmeyin: yemek yemeyin, müzik dinlemeyin, resim yapmayın, telefonunuz ile oynamayın, televizyon seyretmeyin, yatarak çalışmayın...

b. Zaman Planlama, Hedef Koyma, Ödül Belirleme
Zamanını iyi planlayan, bölümlere ayıran öğrenci DAHA KISA SÜREDE DAHA FAZLA ÖĞRENİR. Bu nedenle bir zaman planlaması yapmak ve çalışma süresi ayırmak gerekir. Önceliklerinizi belirleyip hedefiniz saptayın. Örneğin : benim mesleğim öğrenci olmak, kısa vadeli hedefim dönemi zayıf ders olmadan tamamlamak orta vadeli hedefim « liseyi sorunsuz bitirip ÖSS’de başarılı olmak veya yabancı bir ülkede üniversite eğitimime devam etmek » uzun vadeli hedefim « çok para kazanmak, 3 çocuğumun olması,aids’e aşı geliştirmek » gibi
Ders çalışma programında kısa vadeli hedefiniz « saat 17.00 de oturup önce ödevleri bitireceğim, sonra gün tekrarı yapacağım » olabilir. Ya da anlamadığınız bir dersi tekrar edip, ertesi gün öğretmene sorulacak soruyu belirleyip, ödevinizi sonra yapabilirsiniz. Çalışma zamanında önce konuyu tekrarlayın, öğrenin sonra uygulamayı yapın. Hedefinize ulaştıktan sonra kendinize bir ödül belirleyin

c. Doğru Okumak
Bir konuyu çalışırken anlamadığınız yerleri atlamayın, Tekrar okuyun, anlamaya çalışın, sözlüğe bakın, yardımcı kaynaklara baş vurun. Eğer anlamadıysanız, ertesi gün öğretmene sorun. Verimli okumak, hızlı okumaktan daha önemlidir. Okuduğunuzu etkin bir şekilde anlamak ve hafızanıza kaydetmek ve ileride sınava çalışırken faydalanmak için şu metodları kullanabilirsiniz.

17 Mart 2010 Çarşamba

Ders Çalışma Programı İndir

BİR PROGRAM OLMALI MI?
Çok çalışarak başarılı olmaya yakalayacağınızı düşünebilirsiniz, bu yeterli değildir. Öncelikle planlı, programlı ve belli bir sistematik çerçevesinde çalışmalısınız. Bu anlamda uygulanması mümkün, sizinde inandığınız, kontrolü kolay ve hayatın tamamını kapsayan bir plan yapılmalıdır. Bu plan sosyal hayatta sizinle birlikteliği olan tüm bireyleri de içermelidir. Onlara rağmen plan yapmak delinmesi ve uygulanamaması sonucunu doğurur.

Bu planın içinde aile olmalı, arkadaş çevresi olmalı ve eğitim öğretimde merkez rolünde olmalı. Eğer merkezdeki sapmalar planlanamaz ise sonuçlar tahmin edilemez veya bir plandan bahsedilemez. Sürekli uyulamayan planlara yapan bir birey haline gelirsiniz. Planlı bir öğrenci planlı yaşayan bir ailede daha çok mümkündür.

Plan ve program sadece kafada kalmamalı, yazılı bir yerde kayıt altına alınmalıdır. Günlük yapılacak tüm faaliyetleri kapsıyor olmalıdır. Zaman ayar yerine olay veya iş ayarlı olmalıdır öncelikler. Ardında işler düzenli hale geldikçe zaman yönetimde ustalaşma denenmelidir. Bu sadece ders için değil hayatın tamamı için bir düzen halinin oluşması demektir. Buda başarılı limanlara yelken açtınız demektir. Yolunuza açık olsun...

Plan ve programda uygulamada başarı ödüllendirilmeli, başarısız olma durumlarında küçük mükâfattan mahrum bırakan cezalar uygulanmalıdır. Bunu bir başkasının yapması beklenmemeli bir otokontrol sağlanmalıdır.

Sizler burada zamanın değerli olduğunu esas almalısınız. Bu sizin daha önceden de dile getirdiğim gibi, hayatın tamamına yansıyan bir planlı, programlı yaşama durumu oluşturacaktır. Burada teknolojiden yararlanmayı da ihmal etmemelidir. Randevu ve program bölümleri kullanılabilinir.

Sınavlara hazırlık planlamamız içerisinde koymuş olduğumuz hedefi yakalamak için planlı, programlı ve verimli çalışmaya ihtiyacınız olduğunuz hatırlatmaya tekrar gerek olduğunu düşünüyorum.

Bu hazırlanmış olunan plan sizlerin çabukça ulaşacakları yerde olmasını lütfen önemseyiniz. Planlarınızda yapacağınız değişiklikleri telafi etmek için mutlaka gayret gösteriniz. Eğer plandaki sapmaları önemsemez iseniz planın sizin için bir değeri yok veya anlamsızlaşmış demektir. Lütfen buraya dikkat bu plan varlığını yitirmiş demektir. Acil yeni ve gerçekçi bir plan bir eğitim danışmanı tarafından (sizi tanıyan) yapılmalıdır.

ÖRNEK PROGRAM

15:00 Eve geliş

15:00-16:00 Mola (yemek, dinlenme)

16:00-17:30 Etüt

17:30-17:45 Mola

17:45-19:15 Etüt

19:15-20:15 Akşam yemeği

20:15-21:45 Etüt

21:45-22:00 Mola

22:00-23:30 Etüt

23:30 Serbest zaman (kitap okuma, yatış)

Verilen program, dershaneye ya da okula giden bir öğrenci esas alınarak hazırlanmıştır. Öğrenci eğer evde ise, sabah erken kalkmalı ve etütlerini buna göre ayarlamalıdır.

Ders Programı Örneğini indirmek için tıklayınız.

http://www.sinavevi.net/index.php?sayfa=download&id=60

Yükseköğretim Kurulu(YÖK) yeni katsayı oranlarını belirledi



Yükseköğretim Kurulu(YÖK) yeni katsayı oranlarını belirledi. YÖK yeni kat sayı oranlarını "alan dışı" tercihler için 0,12 ve "alan içi" tercihleri içinse 0,15 olarak açıkladı.

Alan içi ve alan dışında uygulanacak bu 0,03'lük fark ağırlıklı orta öğretim puan başarı (AOBP) düşük öğrencide üç puan, yüksek olan öğrencide 15 puan etkileyecek.

YÖK'ten yapılan açıklamada, "Sonuçta alan dışı tercihlerde aynı soruları cevaplayan adayların yerleştirme puanlarında 3 ila 15 puanlık bir fark değil asıl öğrenci kitlesinin yoğunlaştığı aralıkta aşılması oldukça zor. 8 ila 15 puanlık fark ortaya çıkacaktır." denildi.









Yeni kararın oluşturulmasında, yargı kararının gereğinin yerine getirilme zorunluluğu ve sistemin bütünlüğünü koruma kaygısı bir arada değerlendirilmiş ve öğrencilerin yerleştirme puanlarının hesaplanmasına esas olacak oranlar alan içi 0,15, alan dışı 0,12 olarak belirlenmiştir.

Alan içi ve alan dışına uygulanacak bu 0,03’lük fark AOBP’si düşük öğrencide 3 puan, yüksek olan öğrencide 15 puan etkileyecektir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus şudur. 2009 yılında Üniversitelerin Lisans Programlarına Yerleşen Adayların AOBP Sayısal Puanlarının Dağılımı Listelerinin incelenmesinden, zaten düşük puana sahip olan (50 – 70 arasındaki AOBP’ye sahip) ve lisans programına yerleşen öğrenci sayısının çok düşük olduğu görülmektedir. Bu itibarla yığılma eski sisteme göre 70-100 puana sahip olan öğrencilerde olduğundan puan farkının yeni sistemde de yüksek AOBP’nin yığıldığı üst aralıkta yoğunlaşacağına dikkat edilmelidir. Sonuçta alan dışı tercihlerde aynı soruları cevaplayan adayların yerleştirme puanlarında 3 ilâ 15 puanlık bir fark değil, asıl öğrenci kitlesinin yoğunlaştığı aralıkta aşılması oldukça zor 8 ilâ 15 puanlık bir fark ortaya çıkacaktır.

Yeni belirlenen oranların yukarıda açıklanan yeni sınav sistemi bütünlüğü içindeki işlevi ve rolü ile birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Sınavda bir puanlık farkın bile binlerce öğrencinin sıralamasını değiştirdiği ve bölüm kontenjanlarının ortalama 40-100 arasında olduğu düşünüldüğünde, yerleştirme puanında meydana gelen 15 puanlık bir fark çok ciddi bir farklılık doğurmaktadır. On beş puanlık farkın 2009 yılı için yerleştirme sırasını SAY-2 puan türünde 17.381 ile 70.694 arasında (Bu puan türünde lisans programlarına yerleşen tüm öğrencilerin sayısı 121.815’dir.), SÖZ-2 puan türünde 4.994 ile 85.064 arasında (Bu puan türünde lisans programlarına yerleşen tüm öğrencilerin sayısı 36.689’dir.), EA-2 puan türünde 15.907 ile 122.241 arasında (Bu puan türünde lisans programlarına yerleşen tüm öğrencilerin sayısı 91.978’dir.) değiştirdiği görülmektedir.

alıntı : http://www.sinavevi.net

16 Mart 2010 Salı

FİZİK DERSİ NASIL ÇALIŞILMALIDIR?

FİZİK DERSİ NASIL ÇALIŞILMALIDIR?

Fizik dersi ilköğretim fen bilgisi dersinin iyi kavranmasıyla alakalıdır. Eğer konular ve kavramlar ilköğretimde iyi kavranmışsa mutlaka yeni lise konularını çalışırken hiçbir sıkıntı çekilmeyecektir.

Lise müfredatının devamlılığı da esas alınarak yazları bilgiler unutulmamaya çalışılmalıdır. Fizik dersindeki kuralları, formülleri ezberlemek yerine mantıklarını kavramaya çalışmak daha anlamlı bir yoldur. Konular gerçek hayata dair örneklerle birlikte kavranmaya çalışılırsa ve dersin öğretmeninden mutlaka öncelikle öğrenmeye çalışılırsa çözüm yoluna girilmiştir demektir.

Fizikle ilgili geniş konu dağılımı ve konular arasındaki ilişkide göz önünde tutularak konular atlanarak öğrenilmeye çalışılmamalıdır. Mutlaka not alarak defter tutarak ve farklı kaynaklardan çözerek çalışılmalıdır.

Fizik dersinin öğreniminde görselliğin önemini vurgulamak istiyorum. Bunun en güzel yolu deneylerin anlaşılmasıdır. Deneyler mümkünse laboratuar ortamında veya bilgisayar ortamında incelenmelidir. Bu imkanlar için artık internet kullanımı çok kolay bir şekilde öğrencilerin kullanımındadır. Bunları yaparken her ders gibi fiziğinde sevilmesi çok önemlidir.

Soruların cevaplarında benzerliklerin çok olduğu, çeldiricilerle yanılma ihtimalinin fazla olduğu fizik dersi soruları mutlaka bol soru çözülerek aşılması gereken bir durumdur. Bununla birlikte fizik sorularında geometri gibi yorum ve görme kabiliyetinin gelişmesi gereken bir derstir. Bunun yanı sıra tabiatta soruların gerçeklerini görebilmeyi önemsemeli ve öğrenme gayretini bu şekilde beslemelidir. Bu arada yine geçmiş yıllardaki sorular mutlaka sınavların öncesinde ele alınmalı ve ayrıntılı bir şekilde çözülmelidir.

KİMYA DERSİ NASIL ÇALIŞILMALI?

KİMYA DERSİ NASIL ÇALIŞILMALI?

Kimya dersinde konu bilgisi birazda ezber bilgisiyle alakalıdır. Temel kimya kavramları semboller kısaltmalar öncelikli olarak kavranmalı, gerekirse ezberlemek için hafıza teknikleri kullanılmalıdır. Buradan hareketle ilköğretime yine atıfta bulunacağım, kimya öğrenmekte zorluk çeken tüm öğrencilerin, eski bilgilerinin ne kadar kavrandığını bilmeleri gerekmektedir.

Eski konuların iyi kavranması için yine defter tutma ve not alarak çalışmayı öneriyorum. Belki burada daha farklı olarak bir öğretmenden veya kimyayı iyi bilen arkadaşınızdan yardım isteyebilirsiniz. Konular arasında bağ kimya içinde geçerlidir. Semboller, konulara, formüller unutulursa kesinlikle öğrenme tamamlanmamış olur.

Çözümlü sorulara, farklı kaynaklar ve çıkmış soruların ele alınması kimya dersi içinde geçerlidir. Ayrıca kimyada biraz ezber yapmanın, birazı birazda abartmanın hiçbir mahsuru yoktur. Konu bilgisinin tam oturaklaşması ile birlikte ver elini soru bankaları denebilir. Yoksa konular halledilmeden soru çözülmeye çalışılıyorsa bolca yanlış çıkma ihtimali oluşacak ve ben zaten kimyadan anlamıyorum denilerek ders çalışma işi yavaşlatılabilecektir.

BİYOLOJİ DERSİ NASIL ÇALIŞILMALI?

BİYOLOJİ DERSİ NASIL ÇALIŞILMALI?
Gerçek yaşamda hayatın parçası olan biyoloji çalışmayı zevkli hale getireceğimiz bir derstir. İlköğretimde ve alt sınıflarda konu eksiklerimiz iyi halledilmişse yeni konu öğrenmek daha zevkli hale gelecektir. Hayatı anlamak ve kavramak için biyoloji öğrenmesi gereklidir. Hele de sağlık sektöründe görev alacak veya biyoloji ve dallarında okuyacak tüm öğrencilerin biyoloji dersine bakışları hayatın önemli bir kesiti olarak olmalıdır.

Kavramlar, yeni canlı alt yapıları ve ayrıntılar biyoloji dersi çalışanların karşılaşacağı önemli bir durumdur. Biyoloji çalışanlar için gelin dokunarak laboratuar ortamında bir daha canlıları öğrenelim demeli ve görsel malzemeler fazlasıyla kullanılmalıdır.

Konular içerisindeki bütünlük göz ardı edilmemesi gereken bir gerçektir. Biyoloji mantıkla bilginin iç içe girdiği derslerden biridir. Biyoloji fen çözenlerin ortalamasının düşük olduğu branştan olmasının sebebi, biyolojiyi birazda sözel bir dersmiş gibi algılanmasıdır.

Biyolojiye ezberle geç demek doğru değildir. Ezberlense bile konunun pekişmesi için mutlaka çok soru çözmeli, çıkmış sorular taranmalı ve farklı kaynaklardan yararlanarak çalışılmalıdır.

Çok ayrıntı olduğu unutulmamalıdır. Ayrıntıların kaçmaması içinde ders çalışırken karşılaşılan şekiller öğrenciler tarafından da çizilmeli sözün kısası çizerek, yazarak çalışılmalıdır. Tüm branşlar için genel bir yaklaşım.” Söz uçar yazı kalır.”

HANGİ DERS NASIL ÇALIŞILMALI?

1-TÜRKÇE ve EDEBİYAT NASIL ÇALIŞILMALI?
Türkçe dersini çalışma planınız soruların şeklini ve tarzını ele almakla başlamalıdır. Genelde branş öğretmenlerine sorulduğu zaman karşımıza farklı oranlarda ağırlıklar gelmektedir. Sözcük anlamı, dilbilgisi, paragraf bilgisi ve edebiyat konu başlıkları olarak ele alınabilinir.
Dilbilgisi çalışma ve konularla ilgili ayrıntılı bilgiler bilinmeden soru çözmeye başlamamak en iyi yoldur. Türkçe, dilbilgisi, paragraf ve edebiyat hepsi birbirinin devamıdır. Yorum yeteneği okuduğunu anlama sözel yeteneğin geliştirilmesi ile alakalıdır. Sözel yeteneği geliştirmek için bolca kitap okumak gerekmektedir. Bu güzel alışkanlık sadece sınavlarla alakalı değildir, ömür boyu devam etmesi gereken bir özellik olmalıdır. Bilgi eksikliklerini gidermiş öğrenciler, konu çalışmanın yanı sıra bolca paragraf soruları çözmelidir.
Edebiyat soruları da bilgi esaslı olup öncelikle konuyu çalışmakla alakalı olacaktır. Burada ezber yapmaktan öte, biraz şair, yazar ve türlerle alakalı okumalar yapmanın da faydası olacaktır. Kısa özetler okumak, biyografiler okumak, dönemlerin tarihsel özelliklerini irdelemek daha iyi bir şeklide kavramayı sağlayacaktır.
Çok kitap okumanın veya kitap okumanın tabii ki Türkçe ve edebiyatta iyi netler yapmaya katkı sağlayacağını söylemek mümkündür. Kitap okumak metin okuma ve uzun metinleri daha kolay algılama sonucunu doğurur bunun yanı sıra yorum kabiliyetinin gelişimini sağlar. Burada bir noktaya temas ederek kitap okumayı bitirmek istiyorum. Kitap gece yatarken sadece okunacak bir okuma şekli değildir. O zaman uyku getiren bir araç haline dönüşür. Düzenli kitap okuyanların yatarken de kitap okumalarını tavsiye ediyorum.
Sözün kısası sorular uzun ben bu soruyu yapamam demeden uzun sorular okumaya çalışılmalı ve çözümleri bulunmalıdır.
2-TARİH DERSİ NASIL ÇALIŞILMALI?
Temelde ele alınması gereken yaklaşımı burada da paylaşarak başlamak istiyorum. Konular tam anlamıyla kavranmadan soru çözmeye geçmek çok anlamsızdır. Öncelikle elimizde bulunan kaynaklardan konular iyice bir kavranmalı ve tarihin mantığı olan sıralama anlaşılmalıdır. Bu süreç bilgilerin birbirine karışmasını engelleyecektir. Bununda en önemli yolu mutlaka yazarak çalışmayı uygulamalısınız. Gerekirse haritalardan veya resimlerden yararlanmayı ihmal etmemelisiniz. Görsel malzemeyi kullanmak imkanlar dahilinde değerlendirilmelidir.
Tarih temel kavramlarına karşı bir bilgi doygunluğunun olması gerekir. Kavramlar okumlar veya soru çözümleri esnasında bilinmeden geçilmemeli ve kesinlikle bir kendi tarih sözlüğümüzü oluşturmalıyız. Tarihi kavramlar sözlüğü belki bu kavramların öncelikle yakalanmasıyla ciddi bir yol alınmış olunur. Nedir bunlar; derebeylik, feodalite, reform, Rönesans, sömürgecilik, merkezi otorite, halkçılık… bunu çoğaltabilirsiniz. Bu sizin tarih sözlüğünüz olur. Bu sözlük ne kadar zengin olursa o kadar sonuçları iyi olur veya tarih daha iyi kavranmış olur. Tarih ezberlemek içinde hafıza tekniklerinden faydalanabilirsiniz. Bunun en iyi yolu yazarak ve yazdıklarınızı günlük hayatta görebileceğiniz yerlere asarak yapabilirsiniz.
Tarih dersi tüm dersler için söyleyebileceğimiz gibi sevildikçe dahi iyi öğrenilecek bir derstir. Dersin geçmiş kavrama geleceği anlama prensibinden hareketle daha önemseneceğini düşünüyorum.
3-COĞRAFYA DERSİ NASIL ÇALIŞILMALI?
Coğrafya dersinden konuyu bilmek önemlidir ama daha önemlisi bu konularla ilgili yorum yapabilmektir. Fiziki çevremizde gerçekleşen olaylara karşı bir merak içinde olmak coğrafya öğrenmeyi daha zevkli hale getirecektir. Burada da görsel malzemeyi önemsiyorum. Bu dersi çalışırken birkaç farklı kaynaktan çalışmayı önemsiyorum. Şekilleri tekrar tekrar ele alıp hem yorum yapmalı hem de yorumlarımızı bir bilenle paylaşmalıyız.
Klasik anlamada konu ile bol bol soru çözmeli, çıkmış soruları mutlaka elden geçirmeli gerçeğini bir ÖSS talebesi için söylenmesini çok gerekli görmüyorum ama yinede söyleyeyim. Konu çalışırken karşımıza çıkan grafik veya şekilleri güzel çizemesek bile, daha iyi anlamak içinde birde sizlerin çizmesini çok gerekli görüyorum. Hazır kaynaklardan okuyup geçme yerine yanında bir deftere not tutmanın faydasına inanıyorum.
Genelde çıkmış sorular incelendiğinde bir önceki yıllara benzer sorular sorulmuştur. Bu anlamda bir önceki yıl mutlaka taranmış olmakla birlikte, soru kaçırmamayı hedefleyen gençler bilmelidir ki; konular öğrenilmeden geçilmemelidir. Tüm konular disiplinli bir şekilde öğretmenlerin gözetiminde takip edilmelidir. Daha çok soru çıkıyor buraya yükleneyim, buradan az çıkıyor burayı bırakayım mantığı doğru değildir. Konular bir bütünlük içinde bilinmelidir.
4-FELSEFE DERSİ NASIL ÇALIŞILMALIDIR?
Felsefe soruları birinci bölümde çıkan daha çok yorum soruları ve ikinci bölümde çıkan daha çok bilgi sorularını ele alarak başlamak daha doğru olur. Felsefe, psikoloji, sosyoloji ve mantık başlıkları altında değerlendirdiğimizde bilgi ve yorum olarak ayırabiliriz. Felsefe grubunun hepsi branşların özelliklerine göre değerlendirilmelidir.
Felsefeden çıkan sorular yorum ağırlıklı bilgi içeriklidir. Psikoloji soruları daha çok bilgi ve yorumdur. Sosyoloji sorularında da bilgi öndedir. Mantık sorusunu cevaplama alanında olan arkadaşlarım bilmelidir ki mantık bilgi demektir, bilmeden yapılması oldukça güçtür. Burada bu dersi dinledikleri öğretmenlerimizi çok iyi takip etmelidirler.
5-MATEMATİK(CEBİR) DERSİ NASIL ÇALIŞILMALI
ÖSS matematiği çalışacak tüm öğrencilere tavsiye edeceğim en önemli nokta ilköğretim ikinci kademe (6.7.8.sınıf) matematiğini iyi bilip bilmedikleridir. Eğer bu konular bilinmeden lise müfredatı çalışılmaya başlanırsa yapı taşları eksik olmuş ve konular iyi öğrenilmemiş ve sorular çözülememiş olur.
Buradan hareketle matematik dersinin öncelikle öğretmenlerden ileri giderek çalışılmasının uygun olmadığı kanaatindeyim. Konular derslerde iyi dinlendikten sonra mutlaka günü gününe tekrar edilmeli ve tekrarlar önemsenmelidir. Farklı tarzlarda konu anlatımlarını görmek için farklı kaynaklardan öğretmenle işlenen konular takip edilmeli ve bolca soru çözülmelidir. Örnek sorulara, çözümlü örnekler takip edilmelidir. Görüntülü yayınlardan faydalanılmalı beklide ders birkaç kez dinlenilebilmelidir.
Önceki yıllarda çıkmış sorular konularına ayrılarak çözülmeli ve kesinlikle işlemediğiniz ve iyice çalışmadığınız konulardan soru çözülmeye çalışamamalıdır. Bu soru çözümleri esnasında sorular çözülemediği için zaten matematik korkumuz var artık uğraş dur. Bu anlamda yanlış uygulanan plan matematikten hepten uzaklaşılmış olunur.
Bununla birlikte farklı periyotlarda bazen ayda bir bazen haftada veya on beş günde bir geriye dönük ara ara tekrarlar yapılmalı ve sonuçları daha iyi hale getirmek için bolca tekrar soru çözülmelidir.
Matematikle ilgili problemleri olanlar birkaç sınıfta değerlendirmek mümkündür.
a) Konuları anlayamıyorum, işlem hataları yapıyorum.
Matematiğin temel kavramlarını bilemeyen öğrencilerin matematikte konuları iyi öğrenmeleri ve yeni konu öğrenmeleri oldukça zordur. Matematikçilere bu konulara nedir diye sorduğunuzda karşınıza çıkacak cevaplar aşağıdaki gibidir. Rasyonel sayılar ve işlemler, üslü ve köklü sayılar, çarpanlara ayırma ve özdeşlikler.
b) İyi işlem yeteneğim var, fakat konu eksiklerim var.
İyi işlem yeteneği olan öğrencilerimiz şunu bilmelidirler. Bu yetenekleriyle rahatlıkla yeni konu öğrenebilirler konulara korkmadan çekinmeden yaklaşmalı ve anlamaya çalışmalıdırlar. Önce hiç bilmediğiniz konulardan başlamak yerine, az bildiği konuları biliyor hale gelmek gerekecektir. O konu ile ilgili artık bu konuyu az biliyorum demeden biliyorum demelerini sağlamak gerekecektir.
Sonuç olarak diyebiliriz ki önce eksiklerimizi giderelim sonra yeni konuları öğrenmeye çalışalım.
c) Konuları iyi biliyorum fakat işlem hatalarım çok.
Konuları biliyor olmanız matematiğe karşı bir yeteneğinizin var olduğunu gösterir. İşlem hatalarını gidermenin en güzel çözümü bolca soru çözmektir. Ne kadar farklı kaynaktan soru çözerseniz o kadar çok soru çeşidi görmüş olursunuz ve artık daha az işlem hatası yaparsınız.
d) İşlem ve konularla alakalı problemim yok ancak çok yanlışım çıkıyor.
Soru çözmekte acele etmeyin soruyu çözmeye başlamadan önce mutlaka anlamaya çalışın ve soru çözerken dikkatinizi toplamaya çalışın ve soru çözme işini önemseyin. Nasıl olsa yaparım diye bakmayın. Dağınık çalışma yerine daha disiplinli bir çalışma sistematiği belirleyin ve mutlaka ona uymaya çalışın.
e) Matematiğim iyi ve geliştirmek istiyorum.
Daha fazla matematiğinizi geliştirmenin yolu farklı kaynakları taramak ve branş öğretmenlerinden matematik adına kendini geliştirmek için tavsiye alınız. Belki TÜBİTAK sorularına bakabilirsiniz.
6-GEOMETRİ DERSİ NASIL ÇALIŞILMALI?
Burada matematik için söylediklerimi tekrar dile getiriyor ve diyorum ki, geçmiş konular iyi öğrenilmeden kesinlikle yeni konular çalışılmaya başlanmamalıdır. Bu eksiklikler giderilmek için hemen bir ilköğretim LGS-OKS şimdi adıyla SBS sınavına hazırlık kitapları bir ay gibi kısa bir sürede defter tutarak bitirilmelidir. Bu işlem tamamlandıktan hemen sonra yeni konulara dersin öğretmeniyle eş zamanlı olarak çalışılmalı ve bu esnada farklı kaynaklardan sorular çözülmelidir.
Farklı kaynaklardan örnek soru çözümleri dikkatli bir şekilde incelenmeli ve çözüm yolları incelenmelidir. Bazen rakamlar değiştirilerek öğrencilerin hazırlayacağı geometri soruları olmalı ve çözümleri tekrar tekrar yapılmalıdır.
Geometri birazda görmek demektir, farklı açılardan bakabilmek demektir. Bu farklı bakış açısını kazanabilmek için ayni konudan birçok soru çözmekle de kazanılır. Formülleri ezberleme yerine benzer sorularla farklı bakış açıları kazanmaya gayret edilmelidir. Konuların işleniş sırasına dikkat edilmeli önden giderek veya konu atlanarak çalışılmamalıdır. Çünkü geometride konulara birbiriyle çok alakalıdır. Burada çıkmış sorulara bakmayı hatırlatmak yanlış olmasa gerek. Bundan sonrada geometriden korkmamak demektir.
Eğer öğrencilerimiz mühendislik alanlarını okumak istiyorlarsa özellikle doğadaki ve çevrelerindeki nesnelere birer geometrik şekiller olarak bakabilmeli ve geometri çözümünü onun çerçevesinde de değerlendirilebilmelidir. Hayatla iç içe girmiş bir geometri mutlaka konuların daha iyi anlaşılmasına cevap verecektir.
7-FİZİK DERSİ NASIL ÇALIŞILMALIDIR?
Fizik dersi ilköğretim fen bilgisi dersinin iyi kavranmasıyla alakalıdır. Eğer konular ve kavramlar ilköğretimde iyi kavranmışsa mutlaka yeni lise konularını çalışırken hiçbir sıkıntı çekilmeyecektir.
Lise müfredatının devamlılığı da esas alınarak yazları bilgiler unutulmamaya çalışılmalıdır. Fizik dersindeki kuralları, formülleri ezberlemek yerine mantıklarını kavramaya çalışmak daha anlamlı bir yoldur. Konular gerçek hayata dair örneklerle birlikte kavranmaya çalışılırsa ve dersin öğretmeninden mutlaka öncelikle öğrenmeye çalışılırsa çözüm yoluna girilmiştir demektir.
Fizikle ilgili geniş konu dağılımı ve konular arasındaki ilişkide göz önünde tutularak konular atlanarak öğrenilmeye çalışılmamalıdır. Mutlaka not alarak defter tutarak ve farklı kaynaklardan çözerek çalışılmalıdır.
Fizik dersinin öğreniminde görselliğin önemini vurgulamak istiyorum. Bunun en güzel yolu deneylerin anlaşılmasıdır. Deneyler mümkünse laboratuar ortamında veya bilgisayar ortamında incelenmelidir. Bu imkanlar için artık internet kullanımı çok kolay bir şekilde öğrencilerin kullanımındadır. Bunları yaparken her ders gibi fiziğinde sevilmesi çok önemlidir.
Soruların cevaplarında benzerliklerin çok olduğu, çeldiricilerle yanılma ihtimalinin fazla olduğu fizik dersi soruları mutlaka bol soru çözülerek aşılması gereken bir durumdur. Bununla birlikte fizik sorularında geometri gibi yorum ve görme kabiliyetinin gelişmesi gereken bir derstir. Bunun yanı sıra tabiatta soruların gerçeklerini görebilmeyi önemsemeli ve öğrenme gayretini bu şekilde beslemelidir. Bu arada yine geçmiş yıllardaki sorular mutlaka sınavların öncesinde ele alınmalı ve ayrıntılı bir şekilde çözülmelidir.
KİMYA DERSİ NASIL ÇALIŞILMALI?
Kimya dersinde konu bilgisi birazda ezber bilgisiyle alakalıdır. Temel kimya kavramları semboller kısaltmalar öncelikli olarak kavranmalı, gerekirse ezberlemek için hafıza teknikleri kullanılmalıdır. Buradan hareketle ilköğretime yine atıfta bulunacağım, kimya öğrenmekte zorluk çeken tüm öğrencilerin, eski bilgilerinin ne kadar kavrandığını bilmeleri gerekmektedir.
Eski konuların iyi kavranması için yine defter tutma ve not alarak çalışmayı öneriyorum. Belki burada daha farklı olarak bir öğretmenden veya kimyayı iyi bilen arkadaşınızdan yardım isteyebilirsiniz. Konular arasında bağ kimya içinde geçerlidir. Semboller, konulara, formüller unutulursa kesinlikle öğrenme tamamlanmamış olur.
Çözümlü sorulara, farklı kaynaklar ve çıkmış soruların ele alınması kimya dersi içinde geçerlidir. Ayrıca kimyada biraz ezber yapmanın, birazı birazda abartmanın hiçbir mahsuru yoktur. Konu bilgisinin tam oturaklaşması ile birlikte ver elini soru bankaları denebilir. Yoksa konular halledilmeden soru çözülmeye çalışılıyorsa bolca yanlış çıkma ihtimali oluşacak ve ben zaten kimyadan anlamıyorum denilerek ders çalışma işi yavaşlatılabilecektir.

BİYOLOJİ DERSİ NASIL ÇALIŞILMALI?
Gerçek yaşamda hayatın parçası olan biyoloji çalışmayı zevkli hale getireceğimiz bir derstir. İlköğretimde ve alt sınıflarda konu eksiklerimiz iyi halledilmişse yeni konu öğrenmek daha zevkli hale gelecektir. Hayatı anlamak ve kavramak için biyoloji öğrenmesi gereklidir. Hele de sağlık sektöründe görev alacak veya biyoloji ve dallarında okuyacak tüm öğrencilerin biyoloji dersine bakışları hayatın önemli bir kesiti olarak olmalıdır.
Kavramlar, yeni canlı alt yapıları ve ayrıntılar biyoloji dersi çalışanların karşılaşacağı önemli bir durumdur. Biyoloji çalışanlar için gelin dokunarak laboratuar ortamında bir daha canlıları öğrenelim demeli ve görsel malzemeler fazlasıyla kullanılmalıdır.
Konular içerisindeki bütünlük göz ardı edilmemesi gereken bir gerçektir. Biyoloji mantıkla bilginin iç içe girdiği derslerden biridir. Biyoloji fen çözenlerin ortalamasının düşük olduğu branştan olmasının sebebi, biyolojiyi birazda sözel bir dersmiş gibi algılanmasıdır.
Biyolojiye ezberle geç demek doğru değildir. Ezberlense bile konunun pekişmesi için mutlaka çok soru çözmeli, çıkmış sorular taranmalı ve farklı kaynaklardan yararlanarak çalışılmalıdır.
Çok ayrıntı olduğu unutulmamalıdır. Ayrıntıların kaçmaması içinde ders çalışırken karşılaşılan şekiller öğrenciler tarafından da çizilmeli sözün kısası çizerek, yazarak çalışılmalıdır. Tüm branşlar için genel bir yaklaşım.” Söz uçar yazı kalır.”
YDS’YE HAZIRLANANLAR İÇİN YABANCI DİL ÇALIŞMA PRENSİPLERİ
Dilden hazırlanmayı tercih etmek son sınıfa bırakılacak bir alan tercihi değildir. Çok önceleri dile karşı yeteneğinizin tespit edilip yatırım yapılması gerekecektir.
Ne sadece gramer ne sadece çeviri nede sadece paragraf, yabancı dile bir hayat tercihi olarak bakılmalıdır. Yabancı dil sadece sınav için öğrenilecek bir branş değildir. Dil öğrenmeyi tercih etmek bir akademik kariyer sürecinin küçük bir başlangıcıdır. Bir dil öğrenmek ömür boyu sürecek bir süreçtir.
İşin felsefi kısmını geçtikten sonra iyi bir temel sonrasında sürekli çalışma gerekecektir. Türk gibi yabancı dil konuşma yazma ve okuma yapmak yerine o dile uygun düşünce kalıplarını da kavramakla alakalıdır.
Dil öğrenmeye sadece YDS de çıkacak 100 soru olarak bakmanın yanlışlığını dile getirdikten sonra kelime hazinesi zenginliği okuduğunu iyi anlamaya çalışma zamanın büyük bir kısmını yabancı dile ayırmakla alakalıdır.
Konuları iyi kavramak ve ÖSYM’nin soru sorma tarzına uygun soru çözebilmekte dili bilmekten faklıdır, onu da eklemiş olalım. Bu konuyu halletmenin yolda son 10 yılın tüm sorularını ezbere bilmek soru tarzını yakalamak zorundasınız.
Bu soru tarzını yakalamış kaynaklarını ve benzer soruların mutlaka kavranması ve çokça benzer soru açıklamalı soru çözümü yapılmalıdır.
Programlı disiplinli çalışmayı bir öğrenci hayatının gayesi haline getirir ve yazları unutma ihtimalini göz önünde tutarak mutlaka işlediği derlerin defterlerini atmaz ve kendi kendine ders çalışabilmeyi önemser. Sonrada sınav gelip çattığında sadece son yıl çalışarak kendini zora sokmaz ve aza razı olmaz.
Burada ders çalışma tekniklerinden bahsederken şu anlaşılmamalı. Bu söylenenler herkes için genel geçer doğrular değildir. Bunlar genel açılımlardır. Bu açılımları kendinizi tanıyarak uygulama stratejisi üretebilirsiniz. Bu ders çalışma teknikleri veya hangi ders nasıl çalışılır bir talebin karşılanması gayretidir. Branş öğretmenlerinizin kanaatlerini de bu dediklerimin yanı ekler ve çalışmak, çalışmak ama çok çalışmak, kesintisiz çalışmayı da eklemek isterim.

YDS’YE HAZIRLANANLAR İÇİN YABANCI DİL ÇALIŞMA PRENSİPLERİ

YDS’YE HAZIRLANANLAR İÇİN YABANCI DİL ÇALIŞMA PRENSİPLERİ

Dilden hazırlanmayı tercih etmek son sınıfa bırakılacak bir alan tercihi değildir. Çok önceleri dile karşı yeteneğinizin tespit edilip yatırım yapılması gerekecektir.

Ne sadece gramer ne sadece çeviri nede sadece paragraf, yabancı dile bir hayat tercihi olarak bakılmalıdır. Yabancı dil sadece sınav için öğrenilecek bir branş değildir. Dil öğrenmeyi tercih etmek bir akademik kariyer sürecinin küçük bir başlangıcıdır. Bir dil öğrenmek ömür boyu sürecek bir süreçtir.

İşin felsefi kısmını geçtikten sonra iyi bir temel sonrasında sürekli çalışma gerekecektir. Türk gibi yabancı dil konuşma yazma ve okuma yapmak yerine o dile uygun düşünce kalıplarını da kavramakla alakalıdır.

Dil öğrenmeye sadece YDS de çıkacak 100 soru olarak bakmanın yanlışlığını dile getirdikten sonra kelime hazinesi zenginliği okuduğunu iyi anlamaya çalışma zamanın büyük bir kısmını yabancı dile ayırmakla alakalıdır.

Konuları iyi kavramak ve ÖSYM’nin soru sorma tarzına uygun soru çözebilmekte dili bilmekten faklıdır, onu da eklemiş olalım. Bu konuyu halletmenin yolda son 10 yılın tüm sorularını ezbere bilmek soru tarzını yakalamak zorundasınız.

Bu soru tarzını yakalamış kaynaklarını ve benzer soruların mutlaka kavranması ve çokça benzer soru açıklamalı soru çözümü yapılmalıdır.

Programlı disiplinli çalışmayı bir öğrenci hayatının gayesi haline getirir ve yazları unutma ihtimalini göz önünde tutarak mutlaka işlediği derlerin defterlerini atmaz ve kendi kendine ders çalışabilmeyi önemser. Sonrada sınav gelip çattığında sadece son yıl çalışarak kendini zora sokmaz ve aza razı olmaz.

Burada ders çalışma tekniklerinden bahsederken şu anlaşılmamalı. Bu söylenenler herkes için genel geçer doğrular değildir. Bunlar genel açılımlardır. Bu açılımları kendinizi tanıyarak uygulama stratejisi üretebilirsiniz.

Bu ders çalışma teknikleri veya hangi ders nasıl çalışılır bir talebin karşılanması gayretidir. Branş öğretmenlerinizin kanaatlerini de bu dediklerimin yanı ekler ve çalışmak, çalışmak ama çok çalışmak, kesintisiz çalışmak. Herkese Başarılar.

SBS NEDİR?

Orta Öğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS), ilköğretimden sonra devam edilen ve sınavla öğrenci alan üst öğretim kurumlarına (ortaöğretim kurumları-liseler) öğrenci seçme ve yerleştirme işlemlerinin gerçekleştirilmesi için yapılan sınavın adıdır.



OKS, sınavı Milli Eğitim bakanlığı”nın Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü tarafından yapılır. OKS başvuruları her yıl, eğitim-öğretimin birinci dönemi ortalarında alınır. Sınav ise o yılın eğitim-öğretim yılının sonunda yani Haziran ayında yapılır. OKS"ye ilköğretimin son sınıfında (8. sınıfta) okumakta olan öğrenciler başvurabilirler.



LGS, Orta Öğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme sınavına halk arasında verilen kısaltma ismidir ve “Liselere Giriş Sınavı (LGS)” anlamına gelmektedir. LGS’ye OKS’nin gayri resmi adı da diyebiliriz. Zira Orta Öğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı’nın resmi kısaltması OKS’dir. Bu nedenle bizler de bu ve sonraki ilgili yazılarımızda OKS kısaltmasını kullanacağız.



OKS’ye ilköğretimin son sınıfında okumakta olan öğrenciler müracaat edebilir. OKS”de adaylara 100 soru sorulur. Bu soruların ders dağılımı ise şöyledir;



Türkçe: 25

Matematik: 25

Fen Bilgisi: 25

Sosyal Bilgiler: 25



OKS”de öğrencilere sorulan 100 sorunun 120 dakikada yanıtlanması istenir. 120 dakika süren sınav sonucunda yapılan netler dikkate alınarak her aday için iki türde puan hesaplanır. Bu puan türlerinden biri Matematik-Fen (MF), diğeri ise Türkçe-Matematik (TM)”tir.



Matematik-Fen (MF) puanı Fen liselerine yerleştirmede dikkate alınırken, Türkçe-Matematik (TM) puanı fen liseleri dışındaki okullara yerleştirmede dikkate alınır.



OKS tüm il merkezleri ile yurt dışında Lefkoşa, Trablus, Riyad, Medine, Cidde, Bakü ve Aşgabat’ta aynı anda gerçekleştirilir.



OKS hakkındaki daha ayrıntılı bilgiler diğer başlıklarda yer almaktadır.

OKS İle Hangi Liselere Kaç Kişi Yerleştirme Yapılır?

Orta Öğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS) ile;



Resmi Fen Liselerine,

Özel Fen Liseleri,

Sosyal Bilimler Liselerine,

Anadolu Liselerine,

Anadolu Teknik Liselerine,

Anadolu Meslek Liselerine,

Anadolu Öğretmen Liselerine,

Anadolu İmam-Hatip Liselerine,

İstanbul Validebağ Anadolu Sağlık Meslek Lisesine,

Sağlık Meslek Liselerine,

Adalet Meslek Liselerine,

Anadolu Meteoroloji Meslek Lisesine,

Tarım Meslek Liselerine,

Anadolu Tapu ve Kadastro Meslek Lisesine, öğrenci seçme ve yerleştirme işlemleri yapılır.



2004 yılında yapılan değişiklik ile “Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavına” da girmek isteyen ilköğretim son sınıf öğrencileri OKS”ye başvuru sırasında bu isteklerini belirtmeleri durumunda aynı sınavla DPY (Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı)”na da girmiş olurlar. Yani ilköğretim son sınıf (8. sınıf) öğrencileri için OKS ile DPY sınavı birleştirilmiştir. OKS”de yapılan netler aynı zamanda DPY için de hesaplanır.



Yine 2004 yılında yapılan değişiklik ile “Polis Koleji Aday Tespit Sınavı”na da girmek isteyen ilköğretim son sınıf öğrencileri OKS”ye başvuru sırasında bu isteklerini belirtmeleri durumunda aynı sınavla Polis Koleji Aday Tespit Sınavına da girmiş olurlar. Yani OKS ile Polis Koleji Aday Tespit Sınavı birleştirilmiştir. OKS”de yapılan netler aynı zamanda Polis Koleji Aday Tespit Sınavı için de hesaplanır.



2005 Yılında yapılan değişiklikle ise “Özel Okullar Sınavı” olarak bilinen, Özel Okullar Sınav Yürütme Kuruluna bağlı, merkezi sistem sınavı ile öğrenci alan özel okullara girmek isteyen adayların da (OKS) için başvuru yapmaları zorunlu tutulmuştur. Yani OKS”de yapılan netler aynı zamanda merkezi sistemle öğrenci alan özel okullar yürütme kuruluna baplı özel okullara yerleştirme yapılması sırasında da dikkate alınacaktır.



2005 Yılı Verilerine Göre OKS İle Yerleştirme Yapılan Okulların Kontenjanları İse Şöyledir;



Resmi Fen Liseleri: 5.328

Özel Fen Liseleri: 4.723

Sosyal Bilimler Liseleri: 384

Anadolu Liseleri:118.930

Anadolu Öğretmen Liseleri: 13.170

Anadolu Teknik ve Anadolu Meslek Liseleri: 35.079

Anadolu İmam-Hatip Liseleri: 14.550

Sağlık Meslek Liseleri: 8.320

Özel Meslek Liseleri: 280

Diğer Bakanlıklara Bağlı Liseler: 596

SPOR LİSELERİ

Spor liseleri, beden eğitimi ve sporla ilgili yüksek öğretim kurumlarının bulunduğu, spor lisesi programlarının uygulanabileceği kapalı spor salonu, futbol sahası ve benzeri spor alanları ile yeterli spor araç-gereci bulunan, fizikî alt yapısı uygun olan yerlerde açılır. Bu okullar, yatılı, gündüzlü ve karma eğitim yapan liselerdir. 2006 verilerine göre ülkemizde 7 adet spor lisesi bulunmaktadır.


Spor Liselerinin Amaçları



Öğrencilerin;
-Beden eğitimi ve spor alanında temel bilgi ve beceri kazanmaları için ilgi ve yetenekleri doğrultusunda eğitim-öğretim görmelerini ve başarılı sporcular olarak yetiştirilmelerini,

-Alanı ile ilgili dünyadaki gelişmeleri dikkate alarak Türk sporunu geliştirecek ve temsil edebilecek gençler olarak yetişmelerini,

-İşbirliği içinde çalışma ve dayanışma alışkanlığı kazanarak takım ruhu ile hareket etmelerini,

-Spor disiplini ve centilmenliğini özümsemiş, örnek bireyler olarak yetişmelerini,

-Beden eğitimi ve sporla ilgili yüksek öğretim programlarına hazırlanmalarını,

-Spor alanında araştırmaya yönelmelerini; bu alanda yetenekleri doğrultusunda uygulama yapabilecek kişiler olarak yetişmelerini,

sağlamak amacıyla açılmıştır.


Okula, ilköğretimi o yıl bitiren öğrenciler arasından yetenek sınavı ile öğrenci alınmaktadır.
2004-2005 öğretim yılında eğitim-öğretime başlamak üzere Erzurum, Malatya, Sivas ve Uşak illerinde açılmıştır. Şu anda (2006 verileri) sayıları 7”yi bulmuştur.


Okula bir öğretim yılında alınacak öğrenci sayısı 48’i, bir sınıftaki öğrenci sayısı ise 24’ü geçemez.
İlköğretim üzerine en az üç yıl süreli yatılı, gündüzlü ve karma eğitim yapan liselerdir.
Öğretim süreleri 3 yıl iken, “Orta Öğretimin Yeniden Yapılandırılması” kapsamında; Talim ve Terbiye Kurulunun 07 Haziran 2005 tarih ve 184 sayılı kararı ile bu okulların öğretim süresi, 2005-2006 öğretim yılından itibaren 9. sınıftan başlamak üzere kademeli olarak 4 yıla çıkarılmıştır.



Başvuru Koşulları



İlköğretim okulunu o yıl bitirenlerden;


a) Yurt içindeki okullar ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetindeki okulların 4, 5, 6, 7 ve 8 inci sınıflarına ait Beden Eğitimi dersinin yıl sonu notlarının aritmetik ortalaması en az 4.00,


b) Öğrenimlerinin bir kısmını yurt dışında yaparak sınavlara başvurunun yapıldığı öğretim yılı başında 8 inci sınıfa kaydolan öğrencilerden Beden Eğitimi dersinin yalnız 8 inci sınıfa ait yıl sonu notunun en az 4.00,


c) Öğrenimlerini yurt dışında tamamlayarak denkliğini yaptıran öğrencilerin öğrenimlerinin son beş yılına ait Beden Eğitimi dersinin yıl sonu notlarının aritmetik ortalamasının en az 4.00,


d) Beden eğitimi ve spor yapmasına engel hâli bulunmadığını belirten, tek tabipten alınmış sağlık raporu
olduğunu belgelendirenler, yetenek sınavına girmek için tercih ettikleri spor lisesi müdürlüklerine başvurabilirler.
İlköğretim okulu müdürlüklerince gerekli duyuru yapılarak başvuru şartlarını taşıyan öğrencilerden isteyenlere not durum çizelgesi düzenlenerek verilir.


Aday öğrenciler, mezun oldukları ilköğretim okulu müdürlüklerinden alacakları not durum çizelgesi ile yalnız bir spor lisesini tercih ederek form dilekçe ile başvuruda bulunabilirler.


Spor liseleri müdürlüklerince, başvuran adayların listeleri hazırlanır ve sınav giriş belgeleri düzenlenir.


Başvurular, öğrenci seçimi ve kayıt-kabulle ilgili iş ve işlemler Bakanlıkça belirlenen takvime göre yürütülür.



Öğrenci Seçimi ve Kayıt-Kabul



Öğrenci seçimi ve kayıt-kabul aşağıdaki açıklamalara göre yapılır:


a) Yetenek sınavı, Bakanlıkça belirlenen takvime göre okul müdürünün başkanlığında en az üç beden eğitimi öğretmeninden oluşan komisyonca yazılı, sözlü ve uygulamalı sınavlardan birisi uygulamalı olmak üzere en az ikisi ile yapılır.


b) Sınavlar, beden eğitimi ve spor alanının özelliğine uygun olarak komisyonca belirlenen ve okul müdürünce onaylanan esaslara göre yapılır ve değerlendirilir.


c) Değerlendirme sonunda en yüksek puandan başlanmak üzere adayların sıralaması yapılarak belirlenen kontenjan kadar asıl ve yedek listeler hazırlanır ve okulda ilân edilir.



Özetle spor liselerine başvuru koşullarını taşıyan öğrenciler mezun oldukları okuldan not durum çizelgesi alarak girmek istedikleri güzel sanatlar lisesine başvurusunu gerçekleştirir. Başvurusunu gerçekleştiren öğrencinin sınav ve değerlendirmelerini başvuru yapılan okul müdürlüğü gerçekleştirir.



Alan Uygulamaları ve Etkinlikler



Okulda sporun hangi dalına yöneleceğine derslerin ve çevrenin özelliğine göre zümre öğretmenler kurulunun önerisi dikkate alınarak okul yönetimince karar verilir. Spor uygulamaları ve bunlarla ilgili etkinlikler, öğrencilerin ilgi, istek ve yeteneklerine göre bireysel veya takım sporlarına yönelik öğretmen gözetiminde yapılan serbest çalışmalardır. Bu çalışmalarda okul yönetimi, öğrencilerin okulun spor salonu, spor sahası ve diğer spor alanları, kitaplık ve konferans salonu gibi imkânlarından yararlanmaları için gerekli önlemleri alır. Öğrenciler, öğretmenlerinin gözetim, rehberlik ve sorumluluğunda uygulama çalışmalarına, spor yarışmalarına, konferans, panel ve diğer etkinliklere, katılırlar.



Yüksek Öğrenim Kurumları (kendi alanlarında), seçecekleri Fakültelere girişlerde spor liselerinin ilgili bölümlerinden mezun öğrencilere ek başarı puanı vermektedir. Böylece okulu bitiren öğrencilerin Yüksek Öğrenim Kurumlarına girme şansı artmaktadır. Güzel sanatlar liselerinde okuyan öğrenciler, yetenek sınavı ile öğrenci alan üniversite programlarına ve bizzat üniversitelerin kendilerine başvururlar. Üniversitelerin yetenek sınavı ile öğrenci alan alanlarıyla ilgili programlara başvurmak için ÖSS”den 160 puanını geçmiş olmaları yeterlidir. Ayrıca alanlarıyla ilgili tercihlerinde ek puan alırlar.





Türkiye”deki Resmi Spor Liselerinin İletişim Bilgilerine Ulaşmak İçin Tıklayınız

Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri

Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri, yetenekli olan öğrencilerin yaratıcı, yapıcı ve yorum yeteneklerini geliştirmek, öğrencileri yetenekleri doğrultusunda araştırıcı ve geliştirici çalışmalara yöneltmektir. Okul yatılıdır. Ancak velisinin isteği ve okul idaresinin kararı ile öğrenci gündüzlü olarak öğrenimine devam edebilir.



Anadolu Öğretmen Liselerinin Amaçları


Öğrencilerin;


-Güzel sanatlar alanında ilgi ve yetenekleri doğrultusunda eğitim-öğretim görmelerini,

-Özel yetenek gerektiren yüksek öğretim programlarına hazırlanmalarını,

-Yabancı dil öğrenmelerini,

-Alanlarında araştırmacılığa yönelmelerini, yetenekleri doğrultusunda yorum ve uygulamalar yapabilen, yaratıcı ve üretken kişiler olarak yetişmelerini,

-Millî ve milletlerarası, tarihi ve yeni sanat eserlerini tanımaları ve yorumlamalarını,

sağlamak amacıyla açılmışlardır.


İlk kez, 1989-1990 öğretim yılında İstanbul´da açılmıştır. Bu okullara yetenek sınavı ile öğrenci alınmaktadır.



Öğretim süreleri 1 yılı hazırlık olmak üzere 4 yıl iken, “Orta Öğretimin Yeniden Yapılandırılması” kapsamında; Talim ve Terbiye Kurulunun 07 Haziran 2005 tarih ve 184 sayılı kararıyla, 2005-2006 öğretim yılından itibaren hazırlık sınıflarının kaldırılarak, öğrenim sürelerinin 4 yıla göre yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir.



Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde Fonetik(Müzik), Plastik Sanatlar(Resim,Heykel), Drama(Sahne ve Görüntü) sanatları bölümleri vardır. Eğitim-öğretim ortak dersler, sanat dersleri, seçmeli dersler, alan uygulamaları ve etkinlikleri şeklinde düzenlenir. 2006 verilerine göre ülkemizde 53 tane Güzel Sanatlar Lisesi bulunmaktadır.



Güzel Sanatlar Liselerinde Milli Eğitim Bakanlığınca uygun görülen haftalık ders çizelgesi ve çizelgede yer alan derslere ait programlar uygulanmaktadır. Ders çizelgelerini hazırlama ve düzenleme çalışmalarında yabancı dil dersleri ile sanat derslerine ağırlık verilmiştir. Eğitim ve öğretim Türkçe olup, alan derslerindeki sanatla ilgili terimlerin yabancı dildeki karşılıkları da öğretilmektedir. Sınıflardaki öğrenci sayısı kesinlikle 24 kişinin üzerine çıkamaz. Sanat eğitimi derslerinde bireysel öğrenime özen gösterilir.



Güzel Sanatlar Liselerine Başvuru Koşulları



İlköğretim okulunu o yıl bitirenlerden;


a) Diploma notu en az 3.00


b) Girecekleri alanla ilgili dersin 4 üncü, 5 inci, 6 nci ve 7 inci ve 8 inci sınıflarına ait yıl sonu notlarının aritmetik ortalaması en az 4.00 olduğunu belgelendirenler sınava girmek üzere (yetenek sınavı) istedikleri okullara başvurabilirler.


Öğrenimlerinin bir kısmını yurt dışında yaparak sınavlara başvurunun yapıldığı ders yılı başında 8 inci sınıfa kaydolan öğrencilerden gireceği alanla ilgili dersin yalnız 8 inci sınıfa ait yıl sonu notunun en az 4.00 olması şartı aranır. Öğrenimlerini yurt dışında tamamlayarak denkliğini yaptıran öğrenciler ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki okullardan mezun olup durumlarını belgelendirenler de öğrenim görmek istedikleri Anadolu güzel sanatlar lisesi müdürlüklerine başvurabilirler.


Öğrencilere gerekli duyuru yapılır ve ilköğretim okulu müdürlüklerince başvuru şartlarını taşıyanlardan isteyenlere “Not Durum Çizelgesi” düzenlenerek verilir.


Adayların sınav giriş belgeleri, Anadolu güzel sanatlar liseleri müdürlüklerince düzenlenerek alanlarına göre listeleri hazırlanır.



Öğrenci Seçimi ve Kayıt Kabul



Öğrenci seçimi ve kayıt kabuller aşağıdaki açıklamalara göre yapılır.


a) Yetenek sınavı, okul müdürünün başkanlığında ilgili alan şefi ile alan dersleri öğretmenlerinden en az üç üyeden oluşan komisyonca yazılı, sözlü ve uygulamalı olarak veya bunlardan biri ya da bir kaçı ile yapılır.


b) Sınavlar; müzik ve resim alanlarında, alanın özelliğine uygun olarak komisyonca belirlenen ve okul müdürünce onaylanan esas ve ölçütlere göre 100 puan üzerinden değerlendirilir.


c) Değerlendirme sonunda en yüksek puandan başlamak üzere adayların sıralaması yapılarak kontenjan kadar asıl ve yedek listeler hazırlanır ve okulda ilan edilir.


d) Sınavı kazanan adayların, süresi içinde kayıtları yapılır. Kontenjanın dolmaması durumunda ders yılının ilk haftasının son iş günü çalışma saati bitimine kadar sıralamaya göre yedek listeden kayıtlara devam edilir.


e) Başvurular, öğrenci seçimi ve kayıt kabulle ilgili iş ve işlemler Bakanlıkça belirlenen takvime göre yürütülür.



Özetle güzel sanatlar liselerine başvuru koşullarını taşıyan öğrenciler mezun oldukları okullarından "Not Durum Çizelgesi" alarak girmek istedikleri güzel sanatlar lisesine başvurusunu gerçekleştirir. Başvurusunu gerçekleştiren öğrencinin sınav ve değerlendirmelerini başvuru yapılan okul müdürlüğü gerçekleştirir.



Alan Uygulamaları ve Etkinlikleri



Alan uygulamaları ve etkinlikleri, öğrencilerin ilgi, istek ve yeteneklerine göre bireysel veya grup hâlinde öğretmen yönetiminde yapılan serbest çalışmalardır. Bu çalışmalarda okul yönetimi, öğrencilerin okulun resmî atölyesi, müzik odası, laboratuvar ,kitaplık ve konferans salonu gibi imkanlarından yararlanmaları için gerekli önlemleri alır. Öğrenciler uygulama çalışmalarına, yarışmalara, konser, konferans, panel ve sergi gibi sanat etkinliklerine, öğretmenlerinin sorumluluğunda katılırlar ve bu sürelerde izinli sayılırlar.



Yüksek Öğrenim Kurumları (kendi alanlarında), seçecekleri Fakültelere girişlerde güzel sanatlar liselerinin ilgili bölümlerinden mezun öğrencilere ek başarı puanı vermektedir. Böylece okulu bitiren öğrencilerin Yüksek Öğrenim Kurumlarına girme şansı artmaktadır. Güzel sanatlar liselerinde okuyan öğrenciler, yetenek sınavı ile öğrenci alan üniversite programlarına ve bizzat üniversitelerin kendilerine başvururlar. Üniversitelerin yetenek sınavı ile öğrenci alan alanlarıyla ilgili programlara başvurmak için ÖSS”den 160 puanını geçmiş olmaları yeterlidir. Ayrıca alanlarıyla ilgili tercihlerinde ek puan alırlar.



2005 verilerine göre Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinin üniversite yerleştirme sınavlarında (ÖSS) kazanma oranı %92,0 en az bir puan türünden 185 barajını geçme oranı ise %73,9”dur.




Türkiye”deki Resmi Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinin İletişim Bilgilerine Ulaşmak İçin Tıklayınız…

Anadolu Liseleri

Anadolu Liselerinin Amaçları


Öğrencilerin;


-İlgi, yetenek ve başarılarına göre yüksek öğretim programlarına hazırlanmalarını,


-Yabancı dili, dünyadaki bilimsel ve teknolojik gelişmeleri izleyebilecek düzeyde öğrenmelerini, sağlamak amacıyla kurulmuştur.


Anadolu liseleri öğrencilerini Orta Öğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS) adı verilen Merkezi sınavla almaktadır.


1955 yılında İstanbul, İzmir, Eskişehir, Diyarbakır, Konya ve Samsun’da “Maarif Koleji” adıyla açılmış, 1975 yılında “Anadolu Lisesi” adını almışlardır. Şu andaki resmi Anadolu liseleri sayısı 775”i bulmaktadır (2006 Verileri).


Öğretim süreleri 1 yılı hazırlık olmak üzere 4 yıl iken, “Orta Öğretimin Yeniden Yapılandırılması” kapsamında; Talim ve Terbiye Kurulunun 07 Haziran 2005 tarih ve 184 sayılı kararıyla, 2005-2006 öğretim yılından itibaren hazırlık sınıflarının kaldırılarak, öğrenim sürelerinin 4 yıla göre yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir.

Okulun amaçlarında da belirtildiği gibi Anadolu Liseleri öğrencileri yüksek öğretim programlarına hazırlayan okullardır. Mezunların Üniversitelere yerleşme oranı Fen liselerinden sonra ikinci sıradadır. 2005 verilerine göre Anadolu liselerinin üniversiteyi yerleştirme sınavını (ÖSS) kazanma oranı %98,8”dir. ÖSS”de en az bir puan türünden 185 barajını geçme oranı ise %95.0”dır.

Anadolu Liselerine, Anadolu Lisesi Programı Uygulayan Ve Sınavla Öğrenci Alan Özel Öğretim Kurumlarına Başvuru Şartları:



OKS”ye başvuracağı yıl ilköğretim okullarının 8. sınıflarında öğrenim görüyor olmak.



Orta Öğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS)”na başvurmak ve sınavdan yeterli puanı almak.



Öğrenciler Anadolu liselerinde 4 (dört) yıl süreyle öğrenim göreceklerdir (İstanbul Lisesi, Galatasaray Lisesi, Vefa Lisesi, Kabataş Lisesi, Kadıköy Anadolu Lisesi ve Cağaloğlu Anadolu Lisesi’ nin öğretim süresi hazırlık + 4 yıldır).



Sınav sonucunda Anadolu liselerini kazanan öğrencilerin kayıt yaptırabilmeleri için; öğretim yılı sonunda mezun olmaları (Şube Öğretmenler Kurulu Kararı sonucu mezun olanlar dahil) gerekmektedir.



Türkiye”deki Resmi Anadolu Liselerinin İletişim Bilgilerine Ulaşmak İçin Tıklayınız…

Sosyal Bilimler Liseleri

1964 yılında kurulan ilk fen liseleri hızla yayılmıştır. Fen liseleri sayısal alanda yüksek kabiliyete sahip öğrencileri ilgi ve yetenekleri doğrultusunda en iyi şekilde yetiştirmeyi amaçlamıştır. Görüldüğü gibi sayısal alandaki yetenekli öğrencileri tespit ederek ilgi ve yeteneklerine uygun yetiştirmek düşünülürken, sosyal bilimler alanındaki yetenekli öğrencilerin de tespit edilerek kendi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yetiştirilmeleri ihmal edilmiştir. 21. yüzyılda sosyal bilimler alanının önemi, bu alanda yetişen bilim adamlarının küresel (küreselleşme) olaylara etkisi ve dünya muvazenesindeki anlamı anlaşılarak bu eksiklik giderilmek istenmiştir. Bu manada ilk adım 2003 yılında İstanbul”da atılmıştır.

Sosyal Bilimler Liselerinde, Türk Dili ve Edebiyatı ile Matematik derslerine ağırlık verilir ve eğitim-öğretim Türkçe olarak yapılır.

Sosyal Bilimler Liselerinin Amaçları


-Sosyal Bilimler ve Edebiyat alanında ihtiyaç duyulan nitelikli bilim adamlarını yetiştirmek,


-Zekâ düzeyleri ile edebiyat ve sosyal bilimler alanlarındaki ilgi ve yetenekleri üst düzeyde olan öğrencileri bu alanda yükseköğretime hazırlamak,


-Öğrencilerin bilimsel, kültürel ve teknolojik gelişmeleri izleyebilecek düzeyde yabancı dil öğrenmelerini sağlamak,


-Öğrencileri araştırmaya yönelterek, sosyal bilimler alanındaki yeni buluşlara ilgi uyandıracak ortam ve şartları hazırlamak,


-Sanat ve kültür birikimlerimizi anlayıp yorumlayabilecek, bu konuda toplumsal kalkınma için yeni bilgi ve projeler üretebilecek bireyler yetiştirmektir.



Avrupa´da yaygın olarak örnekleri bulunan sosyal bilimler liselerinin kurulmasındaki amaçlardan biri de siyaset ve bürokrasiye de kültürlü; devleti ve demokrasiyi iyi tanıyan, ona işlerlik kazandıracak elemanları yetiştirmektir.


İlk defa, 2003 yılında İstanbul’da açılmıştır. 2004-2005 öğretim yılında Ankara, Aydın ve Erzurum illerinde, 2005-2006 öğretim yılında da Eskişehir ve Samsun illerinde açılarak sayıları 6’ya ulaşmıştır (2006 verileri).


Okula her yıl alınacak öğrenci sayısı 96’yı, bir sınıftaki öğrenci sayısı ile 24’ü geçemez. Karma ve yatılı okullardandır. Ancak öğrenci velilerinin istekleri doğrultusunda gündüzlü de okunabilir.


Bu okullarda öğretim süresi 1 yılı hazırlık olmak üzere 5 yıldır. Merkezi sınavla öğrenci almaktadır.
Türkçe-Matematik ve Sosyal Bilimler olmak üzere iki alan bulunmaktadır. Türkçe-Matematik alanını seçen öğrenciler 11. sınıftan itibaren istemeleri halinde Uluslar Arası Bakalorya Programını takip edebilirler. Bu liselerden mezun olacak öğrencilere uluslar arası denkliğe sahip diploma verilecektir. Sosyal bilimler liselerinde donanım açısından birçok imkanın bulunması yanında en az 2 yabancı dil öğretilmesi amaçlanmıştır.


Sosyal Bilimler Liselerine atanacak öğretmenler, mevcut öğretmenler arasından yapılan sınavla seçilmektedir. Bu okulların yöneticiliği için başvuranlar arasında, Türk Dili ve Edebiyatı, Tarih, Coğrafya ve Felsefe Grubu branşında olanlara öncelik tanınır. Söz konusu liselerde, bakanlıkça uygun görülen ders çizelgeleri ve öğretim programları uygulanır.

Sosyal Bilimler Liseleri´ne, merkezi sistemle yapılan Orta Öğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı ile öğrenci alınır. Öğrenciler, bu sınav sonuçlarına göre yüksek puandan başlayarak okula yerleştirilirler.



Sosyal Bilimler Liseleri henüz mezun vermediklerinden üniversite yerleştirme sınavları konusunda istatistikleri bulunmamaktadır. Fakat ÖSS başarılarının en az Anadolu liselerinki kadar olması beklenmektedir.



Sosyal Bilimler Lisesi Başvuru Şartları:



OKS”ye başvuracağı yıl ilköğretim okullarının 8. sınıflarında öğrenim görüyor olmak.



Orta Öğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS)”na başvurmak ve sınavdan yeterli puanı almak.



İlköğretimin 6. ve 7. sınıflarda Türkçe, Matematik ve Sosyal Bilgiler derslerinin her birinin yıl sonu notu en az “3.00” ve bu derslerin yıl sonu notlarının aritmetik ortalaması en az “4.00” olmak.



İlköğretim 6. ve 7. sınıf öğrenimlerini yurt dışında yaparak Orta Öğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavının (OKS) yapılacağı öğretim yılında ilköğretim okulu 8. sınıfta bulunanlara yukarıdaki başvuru şartı uygulanmaz. Bu sınıflardan birinin öğreniminin yurt içinde yapılması durumunda, yukarıdaki şartlar sadece o sınıf için aranır.



Sınav sonucunda sosyal bilimler lisesini kazanan öğrencilerin kayıt yaptırabilmeleri için; 2005-2006 öğretim yılı sonunda mezun olmaları (Şube Öğretmenler Kurulu Kararı sonucu mezun olanlar dahil) gerekmektedir.



Öğrenciler birinci yabancı dili İngilizce olan sosyal bilimler liselerinde hazırlık+4 yıl süreyle öğrenim görürler.

Fen Liseleri

Fen Liselerinin Kurulma Amaçları;


a. Zeka düzeyleri ile fen ve matematik alanlarındaki yetenekleri yüksek olan öğrencileri, matematik ve fen bilimleri alanında yüksek öğrenime hazırlamak,


b. Matematik ve fen bilimleri alanlarında gereksinim duyulan üstün nitelikli bilim adamlarının yetiştirilmesine kaynaklık etmek,


c. Öğrencileri araştırmaya yöneltmek, bilimsel ve teknolojik gelişmeler ile yeni buluşlara ilgi duyanların çalışacakları ortamı ve koşulları hazırlamak,


d. Yeni teknolojileri kullanabilen, yeni bilgiler üretebilen ve projeler hazırlayabilen bireyler yetiştirmek,


e. Öğrencilerin bilimsel Araştırma yapmalarına, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri izlemelerine yardımcı olacak şekilde Yabancı dilde iyi yetişmelerini sağlamaktır.


1964 yılında Ford Vakfı´nın desteğiyle ilk Fen Lisesi Ankara´da açılmıştır. Bugün sayıları 70’e (2006 Verileri) ulaşmıştır.


Sınıf mevcutları 24 olup, karma ve yatılı okulllarımızdır. Ancak Öğrenci velilerinin istekleri doğrultusunda gündüzlü de okunabilir.


Fen liseleri öğrencilerini Orta Öğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS) adı verilen Merkezi sınavla almaktadır.


Fen liseleri öğretmenleri, mevcut öğretmenler arasından yapılan sınavla seçilmektedir.


Öğretim süreleri 1 yılı hazırlık olmak üzere 4 yıl iken, “Orta Öğretimin Yeniden Yapılandırılması” kapsamında; Talim ve Terbiye Kurulunun 07 Haziran 2005 tarih ve 184 sayılı kararıyla, 2005-2006 öğretim yılından itibaren hazırlık sınıflarının kaldırılarak, öğrenim sürelerinin 4 yıla göre yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir.

Fen liselerinde matematik ve fen derslerinin ağırlığı % 60 dan az olamaz. Alan / bölüm olarak sadece "Fen bilimleri" vardır. Her öğrenci öğrenimi boyunca bireysel veya gurup halinde matematik yada fen derslerinin en az birinden proje çalışmasına katılmak zorundadır.

Fen liselerinde öğrenciler çoğunlukla yatılı okurlar. Hayatı erken öğrenen ,toplu yaşama , paylaşma duyguları ön planda seçkin öğrenciler topluluğudur fen liseleri. Başarısızlığın olmadığı fen liselerinde, tatlı bir rekabet içinde ancak başarı analizi yapılır. Öğrencilere sunulan öğretim imkanları seviye ve seçilmişliklerine uygundur. Bunun yanında ders dışı zamanlarda her türlü sosyal imkan ( internet cafe gibi bilgisayar laboratuarı, çok amaçlı spor salonu ,müzik odası ,kantin ,açık spor alanları ) mevcuttur.


Fen liseleri, üniversite sınavlarında (ÖSS) kazanma oranı en yüksek okullardır. Bu oranlar %90”ın üzerindedir. 2005 verilerine göre Öğrenci Seçme ve Serleştirme Sınavı (ÖSS) kazanma oranları resmi fen liselerinde %99,6 özel fen liselerinde ise %99,0”dır. En az bir puan türünden 185 barajını geçme oranları ise resmi fen liselerinde %98,3 iken özel fen liselerinde %94,9”dur.



Resmi Ve Özel Fen Liselerine Başvuru Şartları:



OKS”ye başvuracağı yıl ilköğretim okullarının 8. sınıflarında öğrenim görmekte olmalıdır.



6 ve 7 sınıflarda Türkçe, Matematik ve Fen Bilgisi derslerinin her birinin yıl sonu notu en az “orta” ve bu derslerin yıl sonu notlarının ağırlıklı ortalaması en az “4.00” olmalıdır.



İlköğretim 6 ve 7 sınıf öğrenimlerini yurt dışında yaparak 2006 Orta Öğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavının (OKS) yapılacağı öğretim yılında ilköğretim okulu 8. sınıfta bulunanlara yukarıdaki başvuru şartı uygulanmaz. Bu sınıflardan birinin öğreniminin yurt içinde yapılması durumunda, yukarıdaki şartlar sadece o sınıf için aranır.



Sınav sonucunda fen lisesini kazanan öğrencilerin kayıt yaptırabilmeleri için; 2005-2006 öğretim yılı sonunda mezun olmaları (Şube Öğretmenler Kurulu Kararı sonucu mezun olanlar dahil) gerekmektedir.



Öğrenciler birinci yabancı dili İngilizce olan fen liselerinde 4 (dört) yıl süreyle öğrenim göreceklerdir (Sadece İzmir Özel Tevfik Fikret Fen Lisesinin yabancı dili FRANSIZCA’dır).

15 Mart 2010 Pazartesi

Yolumuzdaki Engeller

Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine
kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu.
Bakalım neler olacak?.
Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları,
saray görevlileri birer birer geldiler, sabahtan öğlene
kadar. Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler.
Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi. Halkından bu kadar
vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyordu. Sonunda bir
köylü çıkageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu.
Sırtındaki küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarıldı
ve ıkına sıkına itmeye başladı. Sonunda kan ter içinde kaldı
ama, kayayı da yolun kenarına çekti. Tam küfesini yeniden
sırtına almak üzereydi ki, kayanın eski yerinde bir kesenin
durduğunu gördü. Açtı. Kese altın doluydu. Bir de kralın notu
vardı içinde.

"Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir" diyordu kral.

Köylü, bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı.

"Her engel, yaşam koşullarınızı daha iyileştirecek bir fırsattır."

Yanmak Vakti

Hikmet Belediyeye ait ekmek fabrikasında çalışan bir işçiydi. İşine çok dikkat eder, vazifesini ihmal etmemeye çalışır, kazancının helâl olmasını isterdi. Fabrikayı hemen her akşam en geç o terk ederdi. Belediyenin ekmeği biraz daha ucuz olduğu için halk çok rağbet ediyordu. Kocaman fırının içini ara sıra temizlemek ihtiyacı hasıl olur, onu da genellikle Hikmet yapardı.


Dini bir bayramın son günüydü. Ertesi gün ekmek çıkarılacaktı. Hikmet, temizlik yapmak için fabrikaya gitti. İçeriye girip dış kapıyı kilitledi. Işıkları yaktı ve fırının kapağını açıp içine girdi. Gerekli temizliği yaptıktan sonra evine gidecekti. Sabaha karşı dörde doğru gelen işçilerde, gelir gelmez elektrikle çalışan fırının düğmesini açacak, onlar hamuru yoğurup ekmekleri hazır edene kadar da fırın güzelce ısınmış olacaktı. Hikmet temizliğe dalıp gitmişti. Bir taraf dan da kendi yakıştırdığı şeyleri mırıldanıyordu.

Tam o saatlerde fırının genç ustalarından Cengiz fabrikaya geldi. Kirlenmiş olan beyaz önlüğünü almak için gelmişti. O akşam yıkattırıp, ertesi gün temiz temiz giymeyi düşünüyordu. Dış kapıyı açtığında şaşırdı. “Hayret, içerideki elektrikler açık unutulmuş” diye mırıldandı. Gidip önlüğünü aldı. Fırının önünden geçerken açık olan kapağını eliyle şöyle bir itekledi. Çıkarken ışıkları söndürmeyi de ihmal etmedi.

Elektriklerin sönmesi ile Hikmet hemen fırının kapısına koştu. Fakat hey hat kapak üzerine kilitlenmişti. var gücüyle bağırmaya başladı. Fırının kapağını yumrukladı. Çırpınması fayda vermiyor, sesini kimseye duyurması mümkün olmuyordu. tüyleri diken diken oldu. Dehşete kapılmıştı. Uzun müddet kendisine gelemedi. birazcık sakinleşince saatine baktı. Saat 23.05 ‘i gösteriyordu. Yaklaşık beş saati kalmıştı. Bir anda ölümle burun buruna gelmişti.

Yanmak onun için bu dünyada başlayacaktı.
Yavaş yavaş ısınacaktı fırın... Evvela terlediğini hissedecek, sonra bunalacak, sıcaklık yavaş yavaş sürekli artacak, artacak; vücudundaki yağlar erimeye başlayacak, etler kızaracak ve daha bütün bunlar olmaya başlamadan belki de o kalpten gidecekti. Belkide çıldıracaktı. Çılgın çılgın gülecekti... Ah, o en güzeliydi. Bir delirebilseydi, düşüncenin kezzap gibi yakıcılığından kurtulacaktı.

Fırından yeni çıkan ekmekleri eline alınca parmaklarında duyduğu yanık acısı aklına geldi. Sadece o kadarı... Yanığın ilk safhası bile değildi ama hemen elinden bırakırdı. Şimdi ekmekler gibi kendisi pişecekti. Birkaç gün önceydi. İşçilerle acıkmışlar, küçük tüpün üstünde yemek pişirmişlerdi. Bir aralık tüpün kızgın demirine değmişti eli.... Hemen nasılda kabarmış, su toplamış sızladıkça sızlamıştı. Sadece iki parmağın acısına dayanamamış, soğuk suyun içine tutmuştu. Ya şimdi?... Yanan iki parmak ucu değil bütün vücudu olacaktı.
Gözlerinin önünde filmlerde yana adamlar canlandı. Kendi hali daha da zordu. Bir anda yanmak değildi ki bu... Adım adım, hissede hissede... Terleye çıldıra, dövüne dövüne... İçersinin ısındığını hissetti. Kapıyı kapatan her kimse fırını da yakmışımıydı yoksa?... Bu hararet neden böyle sürekli artıyordu.

Aman ALLAH’ım beklenen an çabuk gelmişti. Saatine baktı. Saat gecenin biri olmuştu. Nasıl geçmişti ki saat. Zaman su gibi akmıştı. Bir ömür gibi... Ömürleri yanmak vaktini meyve veren insanlar gibi... Elleriyle dokundu. Yok canım... korkusundan fırının yanmaya başladığını zannetmişti. Demirler soğuktu işte... Biraz sakinleşti.
Evini düşündü. Hanımı oğlu merak ediyor olmalıydı... Hanımını niçin azarlamıştı sanki çıkarken hayat arkadaşına daha nazik daha hürmetli olalı değil miydi?
Ya çocuğunu ... Keşke dövmemiş olsaydı onu.

Onlardan da mesul olduğu için onlarında hesabını verecekti ALLAH’a ... Keşke hanımının dediğini yapsa idi. Hanımı ona: “ haydi birlikte namaza başlayalım demişti.” Hikmet ise “ biraz daha yaşlanalım” diye cevap vermişti.

Sanki sonrasında bütün bir ömrün hesabını vermeyecek, sadece ihtiyarlığın hesabını verecekti. Niçin sanki fırına gelirken camiye girmemişti? müezzin gönlünün derinliklerinden geldiği belli olan sesiyle yatsı namazına davet etmiş ALLAH‘ın büyüklüğünü, kurtuluşun O’nun yolunda olduğunu haykırmıştı. Hiç değilse ölmeden önce son vakit namazını kılmış olacaktı. Belki Rabbi o son vakit hürmetine affeder, diğerlerinin hesabını sormazdı.

“Ah, ahmak kafam“ diye inledi. Halbuki beş vakit namaz kılan bir insanın hâli ne güzeldi. Kıldığı bir vakit muhakkak onun son eda ettiği vakit olacaktı ve Rabbinin huzuruna secdesiz bir alınla çıkmayacaktı. Öyle olmayı ne kadar arzu ederdi.

Ya oğlu... Yedi yaşına girmişti. Bir baba olarak onun yemesine içmesine, üstüne başına dikkat ettiği kadar, kalbine niçin dikkat etmemişti? Daha o yaşta her türlü pisliğin televizyon ekranından üzerine akmasına nasıl müsaade etmişti. Çocuğuna ALLAH’ını Peygamberini niçin sevdirmemişti? Aklı çocukluğuna gitti.. Gençliğine uğradı, tek tek dolaştı o günleri...

O günlerden sadece eline pişmanlık veren, utandıran günahlar kalmıştı. En ince teferruatına kadar bütün günahları aklına geldi. Demek bütün bu tespit edilen şeylerin hesabını verecekti.
Aklına bir fikir geldi, “fırının içinde teyemmüm edip namaz kılmak”. Toprak yoktu ki... fakat olsun hiç kılmamaktan iyiydi. Belki, bir ihtimal kabul edilirdi. Ellerini fırının içinde yere vurarak teyemmüm aldı. Namaza durdu.

Her şeyin bitip tükendiği noktada başka kime dayanabilirdi ki... Aslında her namazda öyle hissetmeliydi. Kendisini hayatında ilk defa Rabbi ile konuşuyor hissetti. Âlemlerin Rabbine hamdetmeyi, O’na dayanmayı, O’ndan yardım istemeyi. Dosdoğru; olayı ilk defa böylesine anlıyordu. Bütün benliği ile secde etti. “Eksiksiz, yüce, merhametli olan sensin” dedi acizliğini iliklerine kadar duyarak... Yatsıdan sonra kaza namazları kıldı. Rabbinden gelmişti ve O’na dönüyordu. Ah , dönüşün O’na olduğunu hiç unutmamış olsa idi. Yoruldukça oturup tövbe etti. Estağfurullah çekti. Nasılda daracık yerde sıkışıp kalmıştı. Fırında olduğunu hatırladıkça vücudunu ateşler basıyordu.

Cengiz ise evine gidip yatmıştı. Gece bir aralık yatağından sıçrayarak uyandı. Saatine baktı. Saat 3.15 di. bir rüya görmüştü. Arkadaşı hikmet fırının içinde alev alev yanıyor, “ Cengiz !” diye bas bas bağırıyordu. Nasıl bir rüyaydı böyle...

Birden aklına geldi. Olamaz..! fırının kapağını Hikmet’in üzerine mi kapatmıştı yoksa?.. Hemen üzerini giyip sokağa fırladı. Hiç durmadan koştu. Gece işçileri henüz gelmemişlerdi. Kapıyı açtı ışıkları yaktı. Hemen kapağı açıp içeriye seslendi:
“ Hikmet!”

İçeriden hiç ses gelmiyordu. Birkaç defa daha bağırdı. Hikmet, ağlaya ağlaya namaz kılıyordu.
Öyle dalmıştı ki adının söylendiğini duyunca irkildi.
Olamazdı, yanlış duyuyor, hayal görüyordu. Fakat yine duydu. Birisi “ Hikmet” deyip duruyordu. Hem fırının ışığı da yanmıştı. Selam verdikten sonra kapağa doğru yürüdü. Karşısında Cengiz’i gördü.

Fırından çıktı.
Cengiz bir anda hortlak görmüşçesine irkildi.
Korkuyla
“ Kimsin sen?” dedi.

Hikmet’in Cengize sarılmak için uzattığı kolları boş kalmıştı hikmet hâla ağlıyordu.

“Ne demek sen kimsin? Hikmetim işte görmüyor musun? Dün akşam temizlemek için girmiştim birisi fırının kapağını üzerime kapattı” dedi.

- “ Olamaz” diyordu Cengiz. “Sen Hikmet değilsin”

Hikmet ilk önceleri Cengiz’in bu hareketine bir mâna veremedi. Nasıl olur böyle söyler, nasıl olurda mesai arkadaşı kendisini tanıyamazdı? Birden aklına bir şimşek çaktı.

Hemen aynaya doğru koşup kendine baktı.
Hayır, bu yüz, bu saçlar kendisinin olamazdı.
Elleri kırışmış, solmuş yüzüne, bembeyaz olmuş saçlarına götürdü. Bir gecede ihtiyarlamıştı. Hıçkırıklarla sarsılıyordu.

Bir daha aynaya bakamadı. Kendisinden kendisi korkmuştu.
Yanmanın ne demek olduğunu bilseler gecede kim bilir ne kadar insan ihtiyarlayacaktı.
Yarın denilecek kadar kısa bir sürece de yanmak ihtimali bu kadar hafife alınabilir miydi? Başı ellerinin arasında kala kaldı.

Başarı Sözleri

Zafer, "Zafer benimdir" diyebilenindir. Başarı ise, "Başaracağım" diye başlayarak sonunda "Başardım" diyebilenindir.
M. Kemal ATATÜRK

İlim ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsen,
Bu nice okumaktır.
Yunus EMRE

“Hayatta başarılı olanlar, kendilerine gereken bilgileri öğrenmekten bir an geri kalmazlar ve hadiselerin sebeplerini her zaman araştırırlar.”
Rudyard KİPLİNG

“Hayat merdivenlerini çıkarken, insanlara iyi davranalım. Çünkü inerken gene aynı insanlara rastlayacağız.”
C. ŞEHABETTİN

“Yaşamanın amacı, hoşa gitmeyen şeylerden kaçmak değil, hoşa gitmeyen şeyleri yenmektir.”
F.W. FOERSTER

“Yarın bambaşka bir insan olacağım diyorsun. Niye bugünden başlamıyorsun?”
EPIKTETOS

“Zor iş zamanında yapmanız gerekip de yapmadığınız kolay işlerin birikmesiyle oluşur.”
Henry FORD

“Dünyanın gördüğü en büyük başarı önce bir hayaldi. En büyük çınar bir tohumdu, en büyük kuş bir yumurtada gizliydi.”
ALLEN

Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.
M. Kemal ATATÜRK

Everest'i Yenmek

Everest'i Yenmek

Sir Edmund Hillary, 29 Mayıs 1953 tarihine kadar zirvesini kimsenin görmediği Everest’e tırmanan ilk kişiydi. Bunu o başardı ve bu başarısı nedeniyle Kraliçe Elizabeth tarafından kendisine şövalye unvanı verildi.

Hillary’nin bu başarısının altındaki öyküsünü ve gizini, onun High Advanture (Yüksek Serüven) adlı kitabını okuyunca öğrendik.

Sir Hillary, 1952 yılında da Everest’e çıkma girişiminde bulunmuş, fakat bu girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Bu girişiminden birkaç hafta sonra İngiltere’de bir okulun öğrencilerine konuşma yapmak için çağrılmıştı. Konuşmanın konusu, onun zirveye tırmanış girişimiydi. Edmund Hillary, bu girişiminde başarısız olduğunu kabul ettikten sonra bir süre durdu ve mikrofonu bırakıp, konuşma kürsüsünün yanında duran Everest’in büyük boy fotoğrafı önüne doğru yürüdü. Sonra da fotoğrafa dönüp, yumruğunu havaya kaldırarak, yüksek sesle koca zirveye meydan okudu:

“Beni bu ilk denememde yendin; ama , seninle işim bitmedi, ey Everest!” diye haykırdı. “Bekle beni, sana yine geleceğim ve seni bu kez, ayaklarımın altına alacağım!”

Everest’e bu meydan okumasından sonra Hillary, salondaki öğrencilere döndü ve onlara, bir yıl sonra ulaşacağı başarısının gizini o gün açıkladı:

“Evet beni bu kez yendi Everest, şimdi gözümde daha da büyüdü ama” dedi. “Ben bunu bildiğim için, bendeki inanç ve azim de daha büyüdü, daha güçlendi.”

Bu konuşmadan bir yıl sonra Everest, Hillary’nin ayakları altındaydı.

Çivi

Çivi

Bir zamanlar çok öfkeli ve hırçın bir çocuk vardı. Çocuk, sonradan üzülse de, kolayca öfkelenip hırçın davranışlar göstermekten kendini alamıyordu.

Bir gün yaptığı bir hırçınlığın ardından öfkesi yatışıp üzüntü hissetmeye başladığında, babası bir torba çivi verdi çocuğa. Ve ne zaman sinirlenip hırçınlık yapar ise bu çivilerden birini arka bahçedeki çitlere çakmasını söyledi.

Çocuk, ilk gün otuz yedi çivi çaktı. Daha sonraki günlerde çakılan çivi sayısı gitgide azaldı. Çocuk, öfkesine hâkim olmanın arka bahçeye gidip çivi çakmaktan daha kolay olduğunu zamanla fark etmişti.

Sonunda çocuk öfkesine hâkim olur hâle geldi. Gidip durumu babasına sevinç içinde anlattı. Babası, bu defa, kendisini tutabildiği her gün için çivilerden bir tanesini çitlerden sökmesini istedi oğlundan.

Günler, haftalar geçti ve en sonunda çocuk babasına tüm çivilerin bittiği haberini verdi. Bunun üzerine, babası: “Aferin oğlum! İyi iş becerdin ve öfkene hâkim olmayı başardın” dedi ve çocuğun elinden tutup onu çitlerin yanına götürdü. Eliyle çitlerdeki delikleri göstererek: “Ama şu çitlerdeki delikleri görüyor musun? İşte o çitler bir daha asla aynı olmayacaklar” diye ekledi. Öfkelenip de kötü sözler söylediğin veya kötü hareketler sergilediğin zaman, insanların kalplerinde işte bu çitlerde gördüğün gibi delikler açmış olursun. Ardından özür de dilesen o yaranın izi orada kalır. Onun için, özür diler hallederim diye düşünmek yerine, sonradan özür dilemek zorunda kalacağın hareketler yapmamaya çalışmalısın.”